Abone Ol

Yekta mı daha kötü, kardeşi Yılmaz mı?

Atv dizisi 'Yeter'de 'Yekta'nın kardeşi 'Yılmaz'ı canlandıran Tolga Evren: 'Yılmaz' özünde iyi bir insan; balkonda çiçek yetiştirmek gibi, kedileri beslemek gibi duyarlılıkları var. Zaten 'Yılmaz' da abisiyle karşılaştırıldığı zaman tam bir sokak kedisi.

Yekta mı daha kötü, kardeşi Yılmaz mı?

Atv dizisi 'Yeter'de 'Yekta'nın kardeşi 'Yılmaz'ı canlandıran Tolga Evren: 'Yılmaz' özünde iyi bir insan; balkonda çiçek yetiştirmek gibi, kedileri beslemek gibi duyarlılıkları var. Zaten 'Yılmaz' da abisiyle karşılaştırıldığı zaman tam bir sokak kedisi
'Hayat Türküsü' ve 'Köprü' gibi dizilerle tanınan Tolga Evren, şimdilerde atv'nin ilgiyle izlenen dizisi 'Yeter'de rol alıyor. Dizide; 'Yekta'nın (Yurdaer Okur) kardeşi 'Yılmaz'ı canlandıran ünlü oyuncu, aynı zamanda bir tiyatro oyununda rol almaya hazırlanıyor. Tolga Evren'le dizinin sıra dışı karakteri 'Yılmaz'ı ve hakkında merak edilenleri konuştuk...
'Yeter' isimli dizide 'Yekta'nın kardeşi 'Yılmaz'ı canlandırıyorsunuz. 'Yılmaz', kirli oyunlar oynayan abisine yardımcı oluyor. 'Yılmaz' nasıl bir karakter?
Bence 'Yılmaz' yaşadığımız dönemin tutunamayanlarından. Abisinin aksine çok okuyup büyük bir adam olmamış. Onun, 'Yekta' gibi istekleri, güce sahip olma hırsı yok. Ayrıca sistemin en tepesinde olmayı ve orada kalmayı istemiyor. Bir amacı da yok. 'Yılmaz' bu yüzden hayatındaki insanlara dominant davranıp baskı kurmuyor. Üstelik başarı hastalığına yakalanmamış, sistemin dışında kalmayı tercih etmiş. Bence sıra dışı biri.
Sizce 'Yılmaz'ın hangi özellikleri sıra dışı?
Saçına sakalına çok dikkat etmiyor; ona göre en iyi çözüm kesmemek! Gündelik yaşama dair temizlik gibi, düzen gibi takıntıları yok. Geçici işlerde çalışmış. O gün sorunsuz geçiyorsa, karnı doyuyorsa yarına Allah kerim diyenlerden 'Yılmaz'. Zor bir çocukluk ve gençlik geçirdiği için biraz deli dolu, serseri. Ancak özünde iyi bir insan, balkonda çiçek yetiştirmek gibi, kedileri beslemek gibi duyarlılıkları var. Zaten kendisi de abisiyle karşılaştırıldığında tam bir sokak kedisi. Neden abisinden bu kadar farklı henüz bilmiyoruz. Onların geçmişlerini öğrenince, belki de farklılıklarının nedenini de öğreneceğiz. 'Yılmaz', 'Yekta'nın kirli oyunlarına alet oluyor ama henüz abisini haklı görüyor. Bakalım ileride ne olacak.

DİZİYİ HEYECANLA İZLİYORUM

'Yılmaz', 'Yekta'nın intikam uğruna çevirdiği oyunlarda piyon olarak kullanılıyor. Özünde kötülük olmayan ve içten içe abisine sevgi besleyen 'Yılmaz'ı neler bekliyor? Senaryoda katilin uşak olduğunu söylememek lazım ki, izleyici katilin kim olduğunu merak etsin. 'Yılmaz'a gelince... Onu heyecan dolu günlerin beklediğini söyleyebilirim. 'Yılmaz' aşık da olacak. 'Yeter'in senaryosunda en sevdiğim şey; herhangi bir şeyi size anlatmıyor. İzleyiciye sadece öyküyü anlatıyor ve 'Olayları takip et' diyor. Çünkü puzzle, olaylar ilerledikçe tamamlanacak ve izleyici her şeyi anlayacak. Bazen sorduğun sorunun cevabı geçmişte kilitlidir ve anahtarı da hiç tahmin etmediğin kimselerde olabilir. Ben de herkes gibi diziyi heyecanla izliyorum.
Dizinin çekimleri nasıl gidiyor?
'Yeter' enfes bir proje. Ben projeyi belki de ilk öğrenenlerden biriyim. Başından beri işin içindeyim. Birçok aksiliğe rağmen el emeği göz nuru büyüyen, ilmek ilmek işlenen bir iş oldu 'Yeter'. Malum; dizilerin haddinden fazla uzun olması, çalışma temposu ve saatleri; bütün sektör gibi bizim de yaşadığımız problemler. Üzücü olan; şu anda dünyayla gerçekten başa baş gidebileceğimiz bir sektörü, kendi ellerimizle kalitesizleştirmemiz. Çünkü bu hız ve tempo, doğal olarak hata yapma riskini artırıyor. Bence 'Yeter', Türk dizi tarihinde büyük kitlelere ulaşan ilk psikolojik gerilim dizisidir.
Bunun sebebi nedir?
Senaryosunun ustalıkla yazılması, Cemal Şan'ın anlatım dilinin zaman zaman sinema şiirselliğine varması ve olağanüstü başarılı kadroya sahip olması; diziyi başarılı kılıyor. Ekipte daha önceden çalıştığımız dostlar Yurdaer ve Korel (Cezayirli). Üçümüz 'Köprü' dizisinde de beraber oynamıştık. Her ikisi de çok değerli aktörlerdir; tiyatrodan biliyorum. İkisi de tiyatro hamalıdır. Ekipteki diğer arkadaşlarla ilk kez çalışıyorum ve bazen oyunculukları şaşkınlıkla izliyorum.

BEN BİR EV İNSANIYIM

Oynadığınız tiyatro oyunlarından birçok ödül kazandınız. Bu ödüller de çok önemli ama bir sanatçı olarak en güzel ödül nedir sizce? Bir sanatçı olarak ürettiklerimle topluma küçücük dahi olsa pozitif bir ivme kazandırdığımı hissettiğimde, dolayısıyla insanların sesi, sağduyusu olabildiğimde ve bazen bunu yolda yürürken bana bakan gözlerde sadece bir an bile gördüğümde; içime su serpiliyor.
Dizi çekimleri ve tiyatro dışında boş vaktiniz olursa nasıl değerlendiriyorsunuz? Boş vakitlerde ev insanıyımdır; film seyrederim. Her sezon bolca tiyatro oyunu izlerim. Kapsamlı ve planlı okumaya çalışırım. Eğer kafaya Fransız İhtilali'ni taktıysam ya da Osmanlı vergi sistemini, kısacası konu her ne olursa olsun ilgimi ayakta tutup konuyu her açıdan etraflıca incelerim. Yani boş zamanda bile emek harcamak lazım diye düşünürüm. Güneyde eski bir köy evim var. Onunla uğraşmak, küçücük bahçesini adam etmek; yazın bütün zamanımı alıyor diyebilirim. Orada olabildiği kadarıyla enerji toplayıp yeniden provalar, çekimler, oyunlar... Bu döngüyü seviyorum.

Sosyal medyayla aranız nasıl? Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor musunuz?
Tabii ki internete giriyorum. Hatta kardeşimin tasarladığı bir web sayfam var. O sitede, yer aldığım projelerin hepsini görebilirsiniz. Ancak Facebook, Twitter ve Instagram gibi platformları çok kullanmıyorum. Çünkü daha fazla yaşamın içinde olmayı, etrafımdaki insanlarla, bulunduğum mekanın, anın, durumun aurasıyla yaşamayı seviyorum. Bir de sanırım, mesleğimiz nedeniyle bazen medyanın tam ortasında kendimizi bulabiliyoruz. Şöyle ki; oyunu ya da senaryoyu tek başıma okuyup bazı notlar alarak başlıyorum işe. Ancak proje tamamlandığında yalnız başladığım o uğraş; insanların benden habersiz, evlerinde beni konuşup sosyal medyada tartıştıkları bir labirente dönüşüyor. Ben labirentten uzak kalarak projenin kendisiyle ilgilenmeyi yeğliyorum. Çünkü yeni şeyler söylemek lazım.

SAHNEDE DE BİRLİKTELER

Devlet Tiyatrosu sanatçısı olan Tolga Evren, 1997 yılında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Oyunculuğu Bölümü'nü bitirdi. Ünlü oyuncu, Yurduer Okur'un kurduğu Tiyatro Entropi'nin sahneleyeceği 'Yastık Adam' adlı oyunda rol alacak. Oyunda Tolga Evren'e Yurdaer Okur da eşlik edecek.

TİYATRODA DA ABİ-KARDEŞİ OYNAYACAĞIZ

Sizi daha önce 'Köprü' dizisinde de izlemiştik. Daha sonra ağırlıklı olarak tiyatro projeleriniz devam etti. Şu anda 'Yeter'le birlikte yürüttüğünüz tiyatro oyunu var mı?
Koliba Film'le, 2005 yılında rol aldığım 'Hayat Türküsü' dizisiyle tanıştım. Aradan geçen 10 yıllık bu süreçte Ata Ağabey (Türkoğlu) ne zaman "Tolga bir projem var, sen de olacaksın" dediyse hep heyecanlandım. Yurdaer'in var etmeye çalıştığı Tiyatro Entropi'nin ilk oyunu olacak Martin Mc Donagh'ın yazdığı, Bülent Acar'ın yönettiği 'Yastık Adam' adlı oyununun provalarını yapıyoruz. Enteresandır ki oyunda da Yurdaer'le abi-kardeşi oynuyoruz. Bu sene böyle denk geldi. Oyunda ayrıca Fatih Topçuoğlu ve Deniz Hamzaoğlu yer alıyor.

Sabah