Abone Ol

Star Wars: Rogue One, diktatörlüğe son isyan mı?

Dünyanın ‘diktatörlük’ tehlikesi altına girdiği bir dönemde, galaksiden gelen politik mesajlar sürpriz mi tesadüf mü? Daha da önemlisi: Yeni seri, galaksinin hangi tarafına düşüyor ve ne anlama geliyor?

Star Wars: Rogue One, diktatörlüğe son isyan mı?

Star Wars evreninin son halkası ‘Rogue One’ bize yeni dünyayı anlatıyor.

Hürriyet'ten Ali Tufan Koç'un yazısı:

Yeni ‘Yıldız Savaşları’ filminin neden bu kadar özel ve farklı olduğunu izahat ederek başlamalı: ‘Rogue One’, Star Wars paketinin, ana hikâyeden ve karakterlerden bağımsız, tek başına da ayakta durabilen ilk filmi. Kronolojide iki üçlemenin tam ortasına düşüyor; 1999 – 2005 arası vizyona giren, orijinal serinin öncesini anlatan ikinci üçlemenin son filmi ‘Sith’in Dönüşü’ (Revenge of the Sith)  ile ilk üçlemenin ilk filmi ‘Yeni Bir Umut’ (A New Hope) arasındaki boşluğu dolduruyor. ‘Rogue One’ın gişeyi kurtarmak, yeni kuşağı kucaklamak, her yaşın/kesimin gönlünü almak gibi stratejik dertleri yok. ‘Cici’liğe oynamıyor; savaş sahnelerini yüksek dozda tutmakta, hikâyeyi karanlık ve komplike yollara sokmakta çekinmiyor. Daha karanlık, daha gerçekçi.

YENİ MUHALEFET LİDERİ LUCAS

Dünyanın gittiği istikamet belli. Toplumların gittikçe kutuplaştığı bir düzende ‘Yıldız Savaşları’ alttan alta ‘diktatörlük’ felaketine dair, mitolojik soslu derin mesajlar veriyor, ‘karanlık güçlerin’ tekelinde bir imparatorluğun tehlikesini işliyor. ‘Rogue One’ ile serinin hiç olmadığı kazar politize edilip edilmediği konuşulmaya başlanmışken Trump seçmenleri ayaklanmakta gecikmedi. İddia şu: Çok kültürlülüğün, çok sesliliğin altını çizen film, bağıra çağıra anti-Amerikan bir propaganda yapıyor, Trump’ın yeniden inşa etmek istediği Amerika’nın temellerine neon ışıklı dinamitler yerleştiriyor. #DumpStarWars etiketinin yaratıcısı, Trump ekibinin ‘özel projeler direktörü’ Jack Posobiec’a göre ABD seçim sonuçları sonrası, son dakika, gizlice, ek sahneler ve diyaloglar eklendi; hiç olmadığı kadar güçlü bir anti-Trump kampanyası oluşturuldu. Disney, iddiayı resmi kanallardan kesin bir dille yalanlasa da #DumpStarWars etiketiyle yapılan paylaşımların, boykot çağırılarının önüne geçemedi.

‘Yıldız Savaşları’ etrafında dönen tartışma, yeni ‘kültür savaşlarının’ da habercisi. Güç sizinle olsun.

‘ROGUE ONE’I OKUMA KILAVUZU

* Fırsat yaratın; ‘Rogue One’a gitmeden, önce ‘Bölüm III: Sith’in İntikamı’nı (2005) sonra ‘Bölüm IV: Yeni Bir Umut’u (1977) izleyin.

* Yeni filmin, Star Wars fanatiklerini ‘Güç Uyanıyor’dan daha da heyecanlandırmasının sebebi şu: ‘Rogue One’ ile beraber erken dönem tasarımlara dönülüyor, efsaneyi yaratan ilk çizimler, detaylar kullanılıyor. Misal: İmparatorluğun en güçlü silahı, ay şeklindeki uzay istasyonu ‘The Death Star’.

* Aynı ‘köklere dönüş’ sinyali, kostümler için de geçerli. Serinin kostümlerini tasarlayan David Crossman, 1970’lerde ilk üç film için çalışılan kostüm çizimlerini hayata geçirdiklerini söylüyor.

* İlk kez bir Star Wars filmin müziğinin John Williams imzası taşımaması küçük bir dipnot.

Bugüne kadar izlediğiniz Yıldız Savaşları filmlerini, Rogue One’ın ne anlama geldiği boşverin, Disney galaksiyi baştan yaratmaya kalktı, yeni hikâyelerin ve karakterlerin ışığında dört bir koldan atağa kalktı.

HAYRANLARI NE DİYOR?

Orijinal üçlemenin ruhuna sadık kalması, fanatiklerini fazlasıyla mutlu etmiş durumda. Hatta: ‘Güç Savaşları’na nazaran daha büyük bir çoşkuyla karşılandı, kucaklandı.  Yine de bir başyapıt olacak kadar ‘güç’e yakın bulunmuyor, özellikle karakterleri bol bol geçen sene vizyona giren ‘Güç Uyanıyor’dakilerle kıyaslanıyor. ‘Rey (Daisy Ridley) mi Jyn (Felicity Jones) mi?’ tartışmalarında Rey şimdilik, bir adım önde.

ELEŞTİRMENLER NE DİYOR?

Şu ana kadar The Guardian, New York Times, Rolling Stones, sinema dergisi Empire, TIME ve The Economist dahil tüm prestijli yayınlardan dört ve üzeri yıldız aldı.

Lucasfilm’in yeni ‘ara dönem filmlerinden ilki’ olarak lanse ettiği yapım bir grup beklenmedik kahramanın, imkansız görünen Ölüm Yıldızı planlarını çalma görevi için bir araya gelme hikayesini anlatıyor, Death Star’ın planlarını çalmak için bir araya gelen bir ekibin mücadelesini merkezine alıyor. Gareth Edwards’ın yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerinde Felicity Jones,Ben Mendelsohn, Riz Ahmed, Diego Luna, Mads Mikkelsen ve Forest Whitaker var. Senaryo bu kez Chris Weitz’a ait.

GELECEK PROGRAMDA NE VAR?

Galaksinin trafiği hiç olmadığı kadar yoğun. Bu yıldan itibaren her yıl vizyona bir Star Wars filmi düşecek. Lucas ve Disney, bir şekilde Marvel/DC Comics’in başlattığı akıma ayak uyduruyor; ana seri devam ederken bir yandan başka seriler ve solo filmler üretiyor. Yeni çağ böyle işliyor, filmler bölünerek çoğalıyor. Takvime göre ilk solo film şerefi Han Solo’ya ait. 2018 vizyon tarihli filmin çekimleri önümüzdeki şubat ayında başlıyor. Harrison Ford ile özdeşleşmiş karakteri bu kez Alden Ehrenreich canlandıracak, karşısındaysa ‘Game of Thrones’tan (Taht Oyunları) aşina olduğunuz Emilia Clarke olacak. Han Solo’dan sonra hangi karakterin solo filmi çekileceğine dair bahisler şimdiden açıldı. Kendi serisine kavuşması kesinleşen iki karakter daha var: Yoda ve Boba Fett. Şimdilik, Yoda’ya öncelik verilmesi ve üçüncü antolojinin Yoda üzerine kurulması bekleniyor.

Rogue One: A Star Wars Story (ilk antolojinin başlangıcı) - Aralık 2016

Star Wars:  Bölüm VIII – Aralık 2017

Han Solo Filmi (ikinci antolojinin başlangıcı) – Mayıs 2018

Star Wars: Bölüm IX – Mayıs 2019

Yoda ya da Boba Fett Filmi (Üçüncü antolojinin başlangıcı) – 2020 sonu

(Hürriyet)