Yeni Şafak’ın Adıyaman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Recep Özdemir ile konuştuğu haberinde “yardımlaşma yollarından birisinin de borç alıp-borç vermek” olduğu savunuldu.
BORÇ VERMEK DİNEN ERDEMLİ BİR DAVRANIŞ
Özdemir, itikadın ve ticari ahlakın zayıfladığı, kazanma hırsının ön plana çıktığı, faiz oranlarının yüksek olduğu yerlerde genelde insanların birbirine borç vermekten kaçındığını söyleyerek, birinin temel ihtiyaçlarını karşılaması ya da iş kurması için borç vermenin dinen erdemli bir davranış olduğunu savundu.
BORÇLARIN TEMİNAT ALTINA ALINMASI
Doç. Özdemir, borçların teminat altına alınıp alınmamasına ilişkin olarak, "Allah rızası güderek, aynı miktarı geri almak üzere birine borç vermek, borcun teminat altına almasını sağlayan vasıtalara başvurulmasına engel değildir. Borç ilişkileriyle ilgili ayet, hadis ve fıkıh kitaplarında çeşitli teminat vasıtalarına başvurulduğu görülür.
“TEMİNAT YOLLARINA BAŞVURULMALI”
Borç veren kişi bu vasıtalardan kefalet, rehin, ipotek gibi vasıtalara başvurabilir. Yüksek bir meblağ sermaye sağlama amacıyla borç verildiği zaman sağlıklı bir borç ilişkisinin kurulması için teminat vasıtalarına başvurulması gerektiğini düşünüyoruz" yorumunu yaptı.
“KÖTÜ NİYETLİ BORÇLUNUN DÜŞECEĞİ DURUM”
Borç alan tarafın borcun miktarını ve vadesini bilmek zorunda olduğunu ifade eden Özdemir, "'Kim ödemek niyetiyle borçlanırsa, Allah onu bu borcu ödemeye muvaffak kılar. Kim de başkasının malını telef etmek niyetiyle alırsa, Allah onu telef ettirir, ödemeye muvaffak olamaz.' hadisi borç aldığı esnada ödememek niyetiyle alan kötü niyetli borçlunun düşeceği durumu izah eder.
“İMKANI VARKEN ÖDEMEMEK ZULÜM”
Borçlu borcun vadesi dolduğunda borcunu aynı miktar ve uygun/en güzel şekilde ödemelidir. “Zenginin borcunu ertelemesi bir zulümdür.” hadisi ödeme imkanı olduğu halde ödemeyenlerin bu davranışını zulüm olarak ifade etmiştir" diye konuştu.