Orhan Uğuroğlu'nun yazısından ilgili bölüm şöyle:
Sarıklı, cüppeli tümamiral Mehmet Sarı sivil askerî şûrada Türk Silahlı Kuvvetlerinden rütbeleri sökülerek ihraç edilmedi. Emekli edildi…
Bu demektir ki;
- Türk askeri artık cemaat ve tarikatlarda ayinlere katılabilirler.
- Katılırlarsa rütbeleri sökülüp ihraç edilmezler ancak emekli edilir…
Alacağı emekli maaşları da rütbeleri de haram olsun…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk der ki;
- "Ey millet; İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat, medeniyet tarikatıdır…"
Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarı ise bu sözü şu hale getirdi:
- "Ey millet; İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olacak. En doğru, en gerçek tarikat, üyesi olduğunuz üniformalı katılıp ayin yapacağınız sakıncası olmayan tarikatlardır…"
Yuh olsun yuh…
Tarikatlar ve cemaatler son AKP'nin 19 yıllık iktidarında Atatürk'ün ordusuna da el attılar.
15 Temmuz'da görüldü ki Fethullah Gülen liderliğinde AKP desteği ile oluşturulan "Paralel Yapı" şura kararları ile en üst mevkilerde mevzilendi…
- Sonuç; Hain darbe girişimi…
Bugünlerde AKP iktidarı da Erdoğan da neden Fethullah Gülen haininin Türkiye'ye getirilip yargılanması konusunda çok sessiz?
Bahçeli "Yurtta Sulh Konseyi üyeleri neden yakalanmıyor?" diye bas bas bağırmıyor ve neden hesap sormuyor?
"Yurtta Sulh Konseyi" kimlerden oluşuyor, kim açığa çıkartılmasını engelliyor?
***
Tanımayanlar için emekli Topçu Albay Ömer Erbıyık hakkında kısa bilgi vereyim.
Almanya ambargo nedeniyle Türkiye'ye silah satışlarını durdurmuştu.
"Fırtına Obüs" adı verilen T-155 kodlu ve kundağı motorlu topçu sisteminin projesinden başlayarak imalatının tamamlanmasına kadar görev alan Erbıyık, harp okulu hariç 28,5 yıl Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yaptı.
Erbıyık, Günboyu Gazetesinde sarıklı amiral için kaleme aldığı yazısında özetle şu vurguları yaptı:
"TSK'da FETÖ mensuplarına her imkân ve makamın sunulduğu dönemlerde 'TSK cemaate, tarikatlara teslim ediliyor' dendiğinde dinleyenler olmamıştı.
Ülkeyi yönetenler FETÖ'cüler için şöyle demişti:
- 'Alınları secdeye geliyor…'
Bunun sonucunda ise 15 Temmuz kalkışması olmuştu.
Bu amiralin tarikat evlerine gittiğini TSK'nın ve MİT'in daha önceden bilmediğini zannetmek saflık olsa gerek.
Sakın kimse ilk defa duymuş ayağına da yatmasın.
Bu olay asla, ama asla münferit değildir.
Devletin, TSK'nın altına dinamit değil atom bombası koymaktır.
TSK için de çok büyük bir tehdittir.
Ordusunu seven hiç kimse buna müsaade etmez, etmemelidir de.
Her şey açık…
Amiral hakkında işlem yapılmadığı gibi üstüne üstlük korunuyor gibi bir görüntü de var.
Korunacağını bilmeseydi bu amiral buna sizce cesaret edebilir miydi?
Millî Savunma Bakanlığı bu görüntülerin ardından şu açıklamayı yaptı:
- 'Olay her yönüyle incelenecektir.'
Demek ki soruşturma yok.
Komutanların, askerî hiyerarşi içinde yeri yüksektir.
- Askerler sadece üstlerinden emir alır.
- Tarikat mensupları ise tarikat şeyhinden emir alırlar.
15 Temmuz'da tarikattaki imamından emir alan subayları, albayları, generalleri gördük.
Normal şartlarda bu kişinin ordudan atılması gerekiyordu.
Benim değerlendirmem şöyle;
- Ordudan atmayacaklar, şûra kararları beklenecek, emekliye sevk edilecektir.
Bu durum da ordu içerisindeki cemaat ve tarikat mensuplarını daha da cesaretlendirecektir.
Emir-Komuta hiyerarşisi bozulursa, şeyh-mürit ilişkisine dönüşür."
Bu yolla orduya bir FETÖ değil, bin FETÖ sızar.
Yaşananlar bir FETÖ'nün gidip, bin FETÖ 'nün geleceğine gebedir.