Özışık’ın, "Benim bu konularda ilkesel bir duruşum var. İçeride bir masum olmasındansa dışarıda bin suçlu olmasını tercih eden birisiyim. Dışarıdaki suçlu bir şekilde yakalanır ama içerideki masumun kul hakkını kimse ödeyemez, sessiz kalanlar da ödeyemez. Ekranlardan bizi izleyenler şuna şahittir; Ben gerek Süleyman Soylu'ya, gerek OHAL işlemleri komisyonuna, gerek diğer mercilere kadar masum olduğuna inandığım binlerce insanın dosyasını götürdüm. 'Bu insanlar eğer masum çıkmazsa hesabını benden sorun' dedim. Araştırmaları yapıldı, hepsinin bir iftiraya kurban gittiği ortaya çıktı, hepsi görevlerine iade edildi. Muhammed Şakiroğlu, Üsküdar'da hiç tanımadığım Şuayip diye biri, Balıkesir'de, Bingöl'de arkadaşlarım var. Allah şahit yüzlerini görmedim. Sadece dosyalarına baktım, inandım. Adımın Süleyman olduğuna emin olduğum kadar, Mübariz Mansimov'un FETÖ'cü olmadığına da eminim” açıklamasını hatırlatan Uğuroğlu şunları kaydetti:
“AKP'nin OHAL uygulamasından sonra bir de ‘Olağanüstü Hal Ayıbı’ (OHA) uygulaması ortaya çıktı.
Kurucuları Süleyman'lar: Süleyman Özışık, Süleyman Soylu
OHA araştırmacısı: Süleyman Özışık
OHA uygulama yetkilisi: Süleyman Soylu
Yargının yapacağı işi yapmak siz Süleymanlara mı düştü? OHA vallahi billahi OHA…"
Yazının tamamını okumak için tıklayın.