Sosyal paylaşım sitelerinde sayfa açan Yatağanlı ustalar, dizi filmlerle artan ilgiyi de kullanarak kılıç üretimini yeniden geçim kaynağı haline getirmeyi başardı.
Serinhisar ilçesine bağlı 3 bin nüfusluYatağan'da tarihten bu yana en önemli geçim kaynağı demircilik. İlçede hemen her mahallede evlerin altında faaliyet gösteren demir atölyeleri birbirinden farklı kılıç çeşitleri üretiyor.
Selçuklu döneminde yaşayan Bektaşi dedesi Yatağan Baba'nın ürettiğine inanılan Yatağan palasıyla tanınan mahalle, Osmanlı dönemine kadar Yeniçeriler için pala üretimine devam etti. Cumhuriyetle birlikte bıçakçılık, tarım aletleri ve el aletleri üretimine ağırlık veren yerel ustalar, seri üretim yapan dev fabrikalara karşı koyamayınca birer birer kapanmaya başladı.
Bıçak ve geleneksel Osmanlı kılıçlarını üreten ustaların da farklı iş kollarına dönmesi, ata mesleğini kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. 2000'li yılların başında yerel yönetimlerin mesleği kurtarmak için başlattığı program sayesinde yaşama tutunan atölyelerin kaderi, internetin yaygınlaşmasıyla değişti.
Son yıllarda tarihsel konuları işleyen Türk dizileri ve filmlerinin de etkisiyle kılıç koleksiyonu yapan insan sayısının artması, kılıcın hediyelik eşya olarak benimsenmesinin de etkisiyle internet üzerinde canlı bir kılıç pazarı oluştu.
KÖYLÜ İNTERNETİ ÖĞRENDİ
Kurduğu internet sitesiyle ürünlerini satışa çıkaran kılıç ustası Hidayet Akın, AA muhabirine yaptığı açıklamada bir kaç yıl öncesine kadar bıçak üreterek ayakta durmaya çalışan atölyelerin, canlanan kılıç talebi sayesinde geleceğe umutla bakar hale geldiğini söyledi.
Farklı iş kollarına dönen birçok ustanın atölyelerini yeniden açtığını, çocukların da okuldan sonra babalarına yardım ederek ata mesleğini öğrenmeye başladığını ifade eden Akın, şu bilgileri verdi:
"Artık eski sistem yok. Kamyona malı doldur, tüm ülkeyi dolaştır... İnternet pazarlama sorunumuzu çözdü. İnternetten anlayan kendisi, anlamayan çocuğundan, arkadaşından yardım alarak bir sosyal medya hesabı açıyor. Yaptığı ürünlerin fotoğrafını çekiyor, yüklüyor, sipariş geliyor, kargoya teslim ediyor. Satılmayan mal yok. Kılıç işi bitmek üzereyken internet sayesinde yeniden canlandı. 300 liradan 15 bin liraya kadar kılıç var. Dizilerin de etkisiyle iyi bir satış var. İnsanlar kılıçları alıyorlar evlerinde özel köşelerde sergiliyorlar. Düğün pastasını dahi kılıçla kesiyor adam. Son zamanlarda doğan çocuğa kılıç hediye etmek isteyenlerle de karşılaşıyoruz. Siparişlere yetişmekte zorlanıyoruz."
Ustaların müzelerden ve internetteki fotoğraflardan elde ettikleri bilgilere göre kılıç tasarladıklarını, müşterinin istediği değişiklikleri yapabildiklerini anlatan Akın, artık kuyumculuk niteliğinde ürünlere yöneldiklerini, altın ve pırlanta gibi malzemeleri de kullanmaya başladıklarını aktardı.
EL EMEĞİ GÖZ NURU
Ailesine ait atölyede çocukluğundan bu yana demircilik yapan 46 yaşındaki kılıç ustası Mehmet Doğan da 8 yıl ara verdiği mesleğine son zamanlarda siparişlerin yoğunlaşmasıyla geri döndüğünü, oğlunun da bu işe meraklı olduğunu, eğitimini tamamladıktan sonra ata mesleğini sürdürmek istediğini dile getirdi.
Teknolojinin gelişmesiyle kılıç yapım süreçlerinin hızlandığını, geçmişte ham demirin körüklü ocaklarda eritilip dövülmesiyle üretilen kılıçların artık hazır yassı saçlardan bilgisayara yüklenen tasarımlara göre CNC tornadan çıkarılabildiğine değinen Doğan, oto makası gibi parçaları da ateşte eriterek orijinaline en yakın kılıçları üretebildiklerini anlattı.
Dövme bir kılıcın üretiminin 15 gün sürdüğünü, sapına geyik ya da koç boynuzu takabildiklerini, üzerine ise dövme yoluyla işaretler ekleyebildiklerini vurgulayan Doğan, gelişen lazer teknolojisiyle kılıçların üzerine sahibinin ismini, Fetih Suresi'ni ya da ay yıldız figürlerini işleyebildiklerini belirtti.
İnsanların artık tarihini merak ettiğini, çeşitli eşyalarla koleksiyonlar oluşturmaya başladığını kaydeden Doğan, Yatağan palasının yanında Fatih Sultan Mehmet'in kılıcı, eski Türk kılıçları ve Zülfikar kılıçlarının da yoğun siparişini aldığına işaret etti.
Siparişleri sosyal medya hesabı üzerinden aldığını, müşterilerinin çizim yaparak ya dafotoğraf göndererek de sipariş verebildiğini bildiren Doğan, "Bu işe değerini veren el emeği göz nuru olmasıdır. Seri üretim yapmıyoruz. Fabrikasyon üretim ne kadar artarsa artsın, el işçiliğinin biteceğini sanmıyorum. İnsanlık var olduğu sürece bu iş devam eder." diye konuştu.
YATAĞAN PALASI
Bazı araştırmacılara göre, Yeniçeri askerlerinin 16'ncı yüzyılda kullandığı Yatağan kılıcı, adını Osmanlı ordusuna kılıç üreten Yatağan mahallesinden alıyor.
Keskin ağzı iç tarafa gelecek şekilde kavisli olmasından dolayı diğer kılıçlardan farklılaşan Yatağan palasının keskin bölümleri çelik, sırt kısmı ise kırılmaya karşı dayanıklı olması için demirden yapılıyordu. Sapında kulak benzeri çıkıntıların olması nedeniyle Anadolu'da "kulaklı" olarak da bilinen Yatağan kılıcı, bazı yabancı kaynaklarda "Türk kılıcı" olarak geçiyor.
hürriyet