Kayseri’de düzenlenen Cami Planlama ve Tasarım Projesi 2. Çalıştayında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, yılda ortalama 500 ila bin cami yapıldığını belirterek, "Türkiye’de yapılan camilerin sayısı batının da dikkatini çekiyor ve bundan rahatsızlar" dedi.
Kayseri Dini Yüksek İhtisas Merkezi’ndeki çalıştaya Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Vali Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik ile çok sayıda davetli katıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, burada yaptığı konuşmasında, “Cami sıcaklığı ile Müslümanları kucaklayan bir özelliğe sahip. Bunun için en sıcak kavramlardan birisi camidir” dedi.
"Cami ruh köklerinin birleştiği bir mekandır” diyen Prof. Dr. Erbaş, “Camileri imar etmek, sadece inşa etmeyi değil aynı zamanda içinde Allah’a ibadet etmeyi öğretmeli, özgürlük, kardeşlik, eşitlik, beraberlik gibi değerleri koruma, yaşatma sorumluluğunu da beraberinde getirmektedir.
Müminler camileri imar ederken camilerde müminleri imar ediyor. İmar kavramını sadece tuğlaların bir araya gelmesi şeklinde anlamıyoruz. Ruhun imarı, zihniyetin imarı, aklın imarı bütün bunlar eğer camiden kopuk yapılmazsa cami anlayışı ile yapılırsa o zaman mükemmel bir insan ortaya çıkar. Bu bütünlüğün ihmal edildiği bir yerde şehir de medeniyet de inşa edilemez" dedi.
CAMİLERİ YENİDEN ELE ALMALIYIZ
Erbaş, "Cami şehrin merkezini belirler. Şehir planının kurucu öğesidir. Camiden kopuk bir şehir anlayışı medeniyetimizin hiçbir döneminde olmamıştır. Cami taştan tuğladan ibaret değil, içinde şefkat, ilim irfan ve merhamet vardır" diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün en önemli meselelerimizden birisi cami planlamamızı acil olarak ele almamız gerektiğini ifade etmek istiyorum. 1970 yılından bu yana yıllık ortalama 500 ila 1000 arasında cami inşa edilmektedir. Paris’te zaman zaman camilerle ilgili haberler yayınlanıyordu. Türkiye’de bir yılda 1500 cami yapılıyor diye. Camiler sadece bizim değil batının da dikkatini çekiyorlar. Bundan rahatsızlık duyuyorlar. Bu camiler projesiz, mimari özelliğe sahip olmayan depreme dayanıklılık gibi açılardan sorunlu yapıların olduğunu görüyoruz. Hızlı kentleşmenin sebep olduğu yapılaşma cami mimarisini de olumsuz etkilemiştir.
Camileri yeniden ele almamız gerekmektedir. Hukuki mevzuat penceresinden bakıldığında Diyanet İşleri Başkanlığının camilerin planlanması ve tasarımı ile herhangi bir tasarrufu bulunmamaktadır. Bu anlamda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ve yerel yönetimlerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ile birlikte çalışmamız gerektiği ortaya çıkmıştır.
Yeni cami tasarımı ile camilerimizin toplumun her kesimine hitap edebilecek şekilde tam donanımlı şekilde planlanmasını herkesin rahat ve huzur içinde ibadetini yapabilecek şekilde düzenlenmesini sağlamaya çalışıyoruz. Camilerimizin maalesef çok azı saydığımız ihtiyaçları karşılamaktadır."
CAMİLERİMİZİN YÜZDE 50’Sİ RUHSATSIZ
Kayseri Valisi Süleyman Kamçı, “Ülkemizde camilerin tamamına yakını hayır işleri kapsamında şahıslar tarafından yapılmıştır. Bazen camilerin planlanması ve projelendirilmesinde değişik problemler ortaya çıkıyor.
Camilerimizin yüzde 50’si ruhsatsız. İnşallah imar barışı kapsamında hepsini ruhsata bağlamış oluruz. Ruhsatsız kamu kurumu binası yapılmamalı, cami hiç yapılmamalı. Bugünden sonra da ruhsatsız cami yapılmamalı” dedi.
CAMİLER, SOSYAL HAYATIN MERKEZİNDE AKTİF OLARAK KULLANILAN MEKANLAR OLMALI
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Uslan, “14 asırdır Müslümanlar şehirlerini camilerin merkeze alındığı bir sistemle planlamıştır. Camiler aynı zamanda medreselerin ve mahallelerin etrafında konumlandığı çok önemli merkezlerdir. Ne yazık ki bu gün camiler geçmişteki aktif rollerini üstlenememiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığımız ile birlikte teknik olarak nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda çok önemli çalışma başlatmış ve bu çalışmada üniversitemiz ile iş birliği yapılmaktadır. 2017 yılında imzalanan protokol çerçevesinde sorunların analizi yönünde ilerlenmiş ve saha çalışması tamamlanmıştır.
Medeniyetimiz ile kıyaslandığında şehirlerimizin plansızlığında esas kırılmanın makinenin icadı ve gündelik yaşantımızın değişmesi ile olmuştur. Camiler atıl kalmış, sadece anlık olarak kullanılan, topluma kısmi hizmet veren yerler değil geçmişte olduğu gibi sosyal hayatın merkezinde aktif olarak kullanılan mekanlar olmalıdır. Kültürümüzde camilerin olduğu sokakta kimse kalmaz, evsiz ve aşsız insanlardan bahsedilemezdi” diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen ise, çalıştayın iki gün süreceğini belirterek, “Cami yapımlarında bir standardın getirilmesi gerekiyor. Bu çalıştayla hem mimari standartlar konusunda hem de mevzuatta yer alması gereken standartlar konusunda arşiv oluşturulmaya çalışılıyor" diye konuştu.
(İHA)