Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 3 dönem yaptığı başbakanlık dönemini anlatırken kullandığı Çıraklık - Kalfalık - Ustalık dönemi"ni hatırlatan Özdil, bu dönemin adının da yapılan soğan deposu baskınları nedeniyle "Kabzımallık dönemi" olduğunu iddia etti.
Özdil, "Düşmanları fazla müsrif harcadıkları için ellerinde düşman kalmadı" başlığıyla yayımlanan yazısında şunları kaydetti:
2002'yle 2007 arasındaki çıraklık dönemi, babalar gibi satış dönemiydi, fabrikalarımızı bankalarımızı limanlarımızı satmayın diye uyaranlar “düşman”dı, sermaye ırkçısı ilan ediyorlardı.
Papa heykelinin önünde AB Anayasası'na imza atıyorlardı, AB'ye girdik diye Ankara'da güpegündüz havayi fişek fırlatıyorlardı, yapmayın etmeyin AB'ye uyum yasaları adı altında memleketi Avrupa'ya peşkeş çekmeyin diyenler “düşman”dı.
Milli kahramanımız Rauf Denktaş “düşman”dı, yes be annem'e karşı çıkanları statükocu ilan ediyorlardı.
Alt kimlik üst kimlik modaydı, Türküm diyenler “düşman”dı, Türkiyeliyim diyeceksiniz diyorlardı, Mhp “düşman”dı.
Atatürkçü rektörler “düşman”dı, cenaze namazları kılınmayacak diye tehdit ediyorlardı, tarikat yuvalarının kaçak Kuran kursları serbest bırakılırken, ODTÜ terörist yuvası ilan ediliyordu.
Sendikalar “düşman”dı, dünya tarihinde ilk kez ‘sağcı sendika' icat ettiler, yandaş sendikaya üye olmayanlar işten atıldı, süründürüldü.
Yüksek yargı “düşman”dı, ulemaya soralım diyorlardı, ulemaya sora sora, fetocuların Özel Yetkili Mahkemeleri'ni kurdular.
Varlığıyla onur duyduğumuz Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer “düşman”dı, Cumhuriyet'i ve hukukun üstünlüğünü savunduğu için kıyasıya saldırıyorlardı. Aslında sadece Sezer değil, Atatürk'ten başlayarak tüm cumhurbaşkanlarımız “düşman”dı, sanki öbürleri patates dinindenmiş gibi, dindar cumhurbaşkanı seçeceğiz diyorlardı.
★
2007'yle 2011 arasındaki kalfalık döneminde, Ergenekon düşmanı icat edildi, Balyoz düşmanı icat edildi, Casusluk düşmanı icat edildi, genelkurmay başkanı terörist ilan edildi, Türk Silahlı Kuvvetleri astsubayından oramiraline komple “düşman” ilan edildi.
Fetoya dokunan yanıyordu, muhterem hocaefendi filan diye övgüler yağdırıyorlardı, elini eteğini öpüyorlardı, Türkçe olimpiyatlarına tam kadro katılıyorlardı, fetoya karşı çıkanlar “düşman”dı.
İkinci Cumhuriyet modaydı, ikinci cumhuriyetçi lavuklar yandaş medyada baştacı ediliyordu, Atatürk Cumhuriyeti “düşman”dı.
Profesör Türkan Saylan, Profesör Mehmet Haberal, Profesör Erol Manisalı, Profesör Fatih Hilmioğlu “düşman”dı.
Yetmez ama evet modaydı, hayır diyenler “düşman”dı.
Pkk'yla masaya oturdular, İmralı'yla Kandil'le pazarlık yaptılar, itiraz edenler “düşman”dı, iki cihanda lekeli ilan ettiler.
Tüsiad “düşman”dı, dinsiz ilan ettiler, pornocu ilan ettiler, vatana ihanetle bile suçladılar.
Sık sık Atatürk'e atıfta bulunan, laiklik ilkesini savunan, kadın hakları konusunda çağdaş adımlar atan, camilerimizi tarikatların-cemaatlerin eline bırakmayan Diyanet İşleri Başkanı Profesör Ali Bardakoğlu “düşman”dı.