Yılmaz Özdil, bugünkü "Yağma" başlıklı yazısında, "Milletin parasını talan eden bürokrattan kurtulmamız yetmez. Talan sevmeyen millet gerekir."dedi.
Özdil, "Yağmacı bürokratla beraber, yağma kültüründen beslenen zihniyetle, bizatihi yağmacı vatandaşla mücadele etmeyi göze almalıdır." ifadelerini kullandı.
Yılmaz Özdil'in yazısından ilgili bölüm şöyle;
Hatırlayın lütfen, promosyon yasaklanmadan önce gazeteler nasıl tiraj alıyordu?
Tencere tava vererek.
Havlu çarşaf vererek.
Sürahi takımı vererek.
Entel verince, satmıyordu.
Dantel verince, rekor kırıyordu.
★
Hiç unutmam, eski çalıştığım gazetelerden birinde, patronla toplantıdayız… Masadakilerden biri, ünlü bir köşe yazarının çalıştığı gazeteyi bırakıp bize gelmek istediğini, ama yüklü transfer ücreti istediğini söyledi.
Uyanık bi arkadaştı yani, hem kendi kendine gelmek istiyordu, hem üste para istiyordu.
Patron, kulakları çınlasın, gülümsedi, “buna bu kadar parayı vereceğime, gazeteyle birlikte bedava pirinç veririm, millet hiç olmazsa pilav yapar” dedi!
Ve hakikaten öyle yaptık.
Tiraj patlaması yaşadık.
(O kazma çalıştığı gazeteyi batırdı, hâlâ köşe yazıyor.)