Yılmaz Özdil'in "Hiç adam" başlığıyla yayımlanan (20 Ocak 2017) yazısı şöyle:
Tek adam rejimi... Hiç adam rejimidir.
Memleketin tek adama bırakılması, aslında, o memlekette başka adam kalmadığının göstergesidir, adam kıtlığının itirafıdır. *
Çünkü, birisinin “tek” olabilmesi için, gerisinin “hiç” olması gerekir.
Birisinin “tek adam” olduğunun kabul edilebilmesi, gerisinin adam olmadığını kendi kendine kabullenmesidir.
Birisinin “tek adam” ilan edilmesi, gerisinin kendi kişiliğini, kendi benliğini, kendi iradesini, şerefini, haysiyetini, izzetinefisini, insanı insan yapan değerleri, gönüllü olarak hiçe saymasıdır.
Tek adam'dan daha tehlikeli olan, karaktersizliği karakter olarak benimseyen, kula kulluk eden hiç adam'dır.
Mustafa Kemal bu tehlikeyi şöyle tarif etmiştir mesela... “Bir adam ki, büyük olmaktan bahseder, benim hoşuma gitmez. Bir adam ki, memleketi kurtarmak için evvela büyük adam lazımdır der, ve, bunun için kendisine bir örnek seçip, onun gibi olmayınca memleketin kurtulamayacağı kanaatinde bulunur... Bu, adam değildir.”
Tek adam ayrıca...
Kadınların, yani toplumun yarısının yok sayıldığını, adı itibariyle bile sadece erkeklerin yönetebileceğini peşinen dayatan rejimdir.
Oysa, her kadın kadındır ama...
Mustafa Kemal'in de söylediği gibi, her erkek adam değildir.
Tek adam yönetiyorsa...
Bilin ki, adamsızlık var demektir.