İşte Yılmaz Özdil'in Basın'ç başlıklı o yazısı...
Sabah, atv, Takvim.
Dinç Bilgin'indi.
El konuldu.
Önce damadın şirketine, sonra yandaş müteahhide verildi.
Star tv, Star gazetesi.
Cem Uzan'ındı.
El konuldu.
Televizyon Akp şakşakçısı işadamına verildi, gazete ise “Tayyip Erdoğan'a aşık
oldum, iki erkek arasında böyle ilahi aşk olabiliyor” diyen yandaş işadamına
verildi.
Show Tv, Skytürk, Akşam, Güneş.
Karamehmet'indi.
El konuldu.
Televizyonların birisi “Alo Fatih”e verildi, gerisi “anam babam çocuklarım eşim
Tayyip Erdoğan'a feda olsun, Allah'ın 300 yılda bir nasip ettiği lider” diyen
yandaş işadamına verildi.
Hürriyet'i terbiye etmek için, defalarca Türkiye vergi rekortmeni olan Aydın
Doğan'a dünya basın tarihinde görülmemiş ebatta vergi cezası kesildi.
Milliyet, Vatan.
Aydın Doğan'ındı.
Telefonda hüngür hüngür ağlayan “sizi üzdük mü patron” diyen şakşakçı
işadamına verildi.
Kanaltürk.
Tuncay Özkan'ındı.
Zorla Akın İpek'e sattırıldı, sonra el konuldu, kapatıldı.
Digitürk.
Karamehmet'indi.
El konuldu.
Katarlılara verildi.
Cine 5.
Erol Aksoy'undu.
El konuldu.
Katarlılara verildi.
Anadolu Ajansı.
Devletindi.
Akp ajansı haline getirildi.
TRT.
Devletindi.
Borazan yapıldı.
Cumhuriyet gazetesinin başyazarı, yazarları, Ankara temsilcisi hapse atıldı.
Ulusal Kanal'ın sahibi, genel yayın yönetmeni hapse atıldı.
Kanal B'nin sahibi hapse atıldı.
Avrasya Tv'nin sahibi hapse atıldı.
Odatv'nin sahibi, çalışanları hapse atıldı.
Aydınlık gazetesinin başyazarı, yazarları, genel yayın yönetmeni hapse atıldı.
Yurt gazetesinin genel yayın yönetmeni hapse atıldı.
Fetocu Samanyolu, Zaman ve The Taraf'ın desteğiyle yandaş medya korosu
oluşturuldu, işleri bitince onlara da el konuldu, kapatıldı.
Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Uğur Dündar, Özdemir İnce, Rahmi Turan, Oktay
Ekşi, Soner Yalçın, Necati Doğru, Ege Cansen, Can Ataklı, Ümit Zileli, Saygı
Öztürk, Oray Eğin, Banu Avar, Hulki Cevizoğlu, Nihat Genç, Ruhat Mengi,
Ayşenur Aslan, Musa Ağacık, Mustafa Mutlu, Mine Kırıkkanat, Cüneyt Ülsever,
Rıza Zelyut, liste çoook uzun, işten attırıldı, istifaya zorlandı.
Hüsnü Mahalli hapse atıldı.
Yeniçağ'a kumpas kurdular, onurlu kalem Yavuz Selim Demirağ'ı
susturamadıkları için tutuklamaya çalıştılar.
Cumhuriyeti bastılar, genel yayın yönetmenini, yazarlarını, karikatüristini hapse
attılar, cumhuriyet internet sitesinin genel yayın yönetmenini tutukladılar.
Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmenliğini de yapan 35 yıllık gazeteci,
CHP milletvekili, CHP'nin medyadan sorumlu genel başkan yardımcısı Enis
Berberoğlu'nu hapse attılar.
Arkadaşlarımız Gökmen Ulu'yu Mediha Olgun'u iftirayla hapse attılar,
Sözcü'nün sahibi Burak Akbay hakkında iftirayla yakalama kararı çıkardılar.
*
Hal böyleyken… Asrın liderimiz sadece 10 gün önce Huber Köşkü'nde medya
yöneticilerine iftar verdi, “hapisteki gazeteciler teranesi tutturmuş gidiyorlar, halbuki bugün medyamızın daha renkli, daha demokratik, daha çoğulcu olduğu
muhakkaktır, bir gerçektir” dedi.
*
Ve… Katarlı El Cezire televizyonuna ambargo uygulanınca, aynı asrın liderimiz
isyan etti, “dünyadaki basın örgütlerine sesleniyorum, basın özgürlüğü elinden
alınan bir medya kuruluşunun faaliyeti engellenmek isteniyor, buna karşı
çıkmak için ne bekliyorsunuz” dedi.
*
Ben de burdan Sözcü gazetesinin yöneticilerine sesleniyorum… Logomuzdaki
“TC” ibaresini silip, onun yerine “Arabın Yalellisi” yazdırmak için daha ne
bekliyorsunuz!