Eylemlerdeki polis müdahalesi orantısızlığı nedeniyle eleştiri konusu olurken resmi makamlardan yapılan açıklamalarda yurttaşların uğradığı şiddete yer verilmiyor. Valilikler ve kaymakamlıklarca yapılan açıklamalarda polisin orantılı müdahale ettiği iddia ediliyor.
VALİ GÜL'DEN 'EYLEMCİLER CAMİYE ZARAR VERDİ' İDDİASI
Son olarak Saraçhane’deki eylemlerde tarihi Şehzadepaşa Cami’sinde bulunan mezartaşları zarar gördü. Konuyla ilgili herhangi bir soruşturma ya da araştırma yapılmadan İstanbul Valiliği sorumluluğu Saraçhane eylemlerine katılanlarda buldu.
İstanbul Valisi Davut Gül, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, eylemcilerin Saraçhane çevresindeki cami ve hazirelere zarar verdiği iddiasında bulunarak ''Vatandaşlarımızdan istirhamımız; yüzü maskeli kişilerin bulunduğu ortamlardan uzak durmaları ve izinsiz hiçbir gösteriye katılmamalarıdır. Kamu düzenini bozan hiçbir girişime müsamaha gösterilmeyecektir'' ifadelerini kullandı.
Söz konusu iddiada bir mezar taşının kırıldığı görüntüsü paylaşılıyor. Ancak mezara ait görüntülerde taşın kimin tarafından kırıldığı, eylemcilerin konuyla somut olarak nasıl ilişkilendirildiğine dair herhangi bir delil yer almıyor.
ÇELİK'TEN TEPKİ: VATANDAŞLARIMIZI GAZLA COPLA CAMİYE SIKIŞTIRDI
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik söz konusu iddiaya dikkat çeken bir yanıt verdi. Çelik "Sayın Gül, oradaydım. Ben doğruları anlatayım. Vatandaşla karşı karşıya getirdiğiniz güvenlik güçleri, elinde şanlı Türk bayrağımız olan vatandaşlarımızı gazla ve copla sürükleyerek camiye sıkıştırdı. Hasar oluşmuşsa sebebi budur. İnkar etmeye kalkmayın, gözlerimle gördüm!" dedi.
Karşılıklı açıklamaların ardından konuya ilişkin bir soruşturma açılıp açılmadığı ya da söz konusu zararı kimin verdiği henüz bilinmiyor..
Söz konusu tartışma akıllara Gezi direnişi döneminde iktidar ve resmi makam üyelerinin dile getirdiği ancak daha sonra gerçek olmadığı ortaya çıkan olayları getirdi. Dönemin başkanı Erdoğan söz konusu iddiaların görüntülerini paylaşacağını açıklamıştı ancak sonrasında herhangi bir paylaşımda bulunmamıştı.
Tarihimize Gezi yalanları olarak geçen ve dönemin yandaş medyası tarafından manşetlere de taşınan olayların kısa bir anımsatmasını yaptık:
'CAMİDE İÇKİ İÇTİLER' YALANI
Bir gazetede, pencere kenarında bir bira kutusu fotoğrafı yayımlandı. Dönemin Başbakanı Erdoğan, camide içki içildiğini iddia etti. Haberin, bira kutusu sonradan konulup hazırlandığı ve yalan olduğu ortaya çıktı. İddiaya ilişkin duruşmada camide güvenlik görevlisi olarak çalışan kişi ifadesinde, “Caminin içinde alkol alan herhangi birini görmedim. Caminin içinde bir şeyler içen, tüketen ya da sigara içen de görmedim” dedi.
KABATAŞ YALANI
Bir AKP yöneticisinin gelini hakkında, Kabataş’ta bebek arabasıyla gezerken, üzerleri çıplak, başları bandanalı, deri pantolonlu 70-80 kişilik bir grubun saldırısına uğradığı, yere düşürüldüğü, üzerine idrar yapıldığı iddiasıyla bir haber yayımlandı. Erdoğan, Gezi Parkı'ndaki halk eylemini marjinalleştirmek amacıyla bu iddiayı sürekli getirdi. Ancak olaya ilişkin herhangi bir görüntü izine rastlanmadı.