Belemir Çelebi / Medyafaresi.com özel röportaj
Ahmet Can Tekin bu aralar kendinden çok sık söz ettiren genç bir klip yönetmeni. Çektiği kliplerin tıklanma sayıları Youtube'da yarım milyarı aştı.
Son dönemlerde dilimize dolanan Feride Hilal Akın'ın Yok Yok'u, Tuğçe Kandemir'in Yakamoz'u ve 200 Milyon'dan fazla tıklanan Manuş Baba'nın Eteği Belinde şarkılarının kliplerine imza atarak başarıdan başarıya koşmaya başladı. Biz de Ahmet Can Tekin ile bir araya geldik ve samimi bir sohbet gerçekleştirdik.
@BelemirCelebi |
Hadi gelin hem bu başarılı kliplerin arkasında yatan hikayeleri, hem de Ahmet Can Tekin'in başarısını kendisinden dinleyelim..
Öncelikle Ahmet Can Tekin kimdir? Biraz kendinden bahseder misin?
Çok zor soru :) Bana sorarsanız farklı anlatırım, ama insanlara göre İzmirli bir klip yönetmeni. İşini seven ve her boşlukta gezmeyi ve öğrenmeyi seven biri diye özetleyebilirim kendimi.
Bu işe nasıl başladın? Bu başarıya ulaşana kadar hangi yollardan geçtin?
Açıkçası güzel bir hikaye var bu işin başında. Güzel Sanatlar Lisesine hazırlanırken kendimi bir şekilde Anadolu Lisesi sınavlarında iyi puan alırken buldum. Sonra iletişim Lisesini kazandım ve bütün okul planlarım değişti.
Aslına bakarsanız bundan öncesinde bayağı Piyano ve Şan dersleri alıp Konservatuarlı bir adam olmayı planlıyordum ama İletişim Lisesini kazanmam durumu 360 derece değiştirdi. Artık Medyacı olacaktım.
Gazetecilik okudum ve sonrasında Sinema Tv eğitimleri derken buralara geldim. Aslında uzun yıllar TV program Yönetmenliği yaptım TRT'de ve bir çok Televizyon kanalında çalıştım ama yolun sonunda klip yönetmenliği varmış.
Feride Hilal Akın, Bengü, Bilal Sonses, Manuş Baba gibi ünlü isimlerin kliplerini çektin. En son Zakkum'un Güneşimi Kaybettim şarkısına bir sirk klibini çektin. Kliplerin hikayesini nasıl kurguluyorsun?
Bir çok isimle çalıştık bu yıl ve öncelikle sizin aracılığınızla da bir kez daha bana şarkılarını emanet ettikleri için onlara teşekkür etmek istiyorum. Zakkum'un klibi ekip olarak fikir aşamasına bizi çok heyecanlandırdı. Uzun zamandır karma bir sirk hayalimiz vardı ama sirk çekmemek için bir sürü nedenimiz vardı. Bir şekilde Zakkum ile enerjimiz uyuştu ve harika bir iş çıkardık ortaya.
Beni özellikle bu projede kurgu ve renkler deli gibi heyecanlandıran bir iş oldu. Uzun bir çalışma sonunda doğru sirk çadırını ve doğru sirk sanatçılarını bulduk. Akabinde 3-4 farklı ülkeden ve şehirden sanatçılar geldi. 24 saati aşkın bir sürede sadece çadırın kurulumu sürdü. Artistlik olsun diye anlatmıyorum, heyecanlandığımı belirtmek isterim çünkü her zaman istediğimiz işler için istediğimiz imkanları yaratma fırsatımız olmuyor.
Elimize fırsat geçtiği zaman, sonuna kadar değerlendirmek istiyoruz. Çadırı bulamasak ne yapardık diye bir an düşündüm şimdi. İyi ki diyorum.. Hikaye kısmına gelince, aslında klibin hikayesini dinleyici kitlesi belirliyor. Sanatçının kime hitap ettiğini belirliyoruz önce ekip olarak. Sonra sanatçı ve yapımcı ile paylaşıyoruz. Hikayeyi ya da konsepti biraz da belirleyen işin bütçesi tabii ama bazen çok düşük bütçelere harika işlerde çıkarabiliyoruz.
Feride Hilal Akın'ın 'Yok Yok' şarkısı herkesin dilinde ve Youtube'da 90 milyon tıklandı. Bu proje nasıl gelişti ve Feride Hilal Akın ile yollarınız nasıl kesişti? Klibin hikayesini anlatır mısın biraz?
Feride ile yapım şirketi aracılığı ile tanıştık. Çok akıllı, ileri görüşlü ve kültürlü biri kendisi. Projeyi konuşmaya başladığımızda ben ve bütün ekibimin gözleri kamaştı, çünkü her zaman istediğimiz fikirleri uygulayacak fırsat bulamıyoruz ya da fırsat bulduğumuzda şarkı buna uyum sağlamıyor.
Feride daha önceden bir çok şeyler düşünmüş kliple alakalı ve biz konuşmaya başlayınca iki tarafın da fikirleri bir anda alice harikalar diyarına dönüştü ve ortaya asla modası ve zamanı geçmeyecek bir klip çıktı.
Klipte maskeler kullandık ve o maskeler öylesine yapılmadı. Sanat yönetmenimiz Hale her ayrı maske için Feride'yi 40'ar dakika esir almak zorunda kaldı ve Feride'ye özel kalıplarla tasarlandı maskeler. Klipten günler önce Feride'nin yüzünden kalıpları alınarak özel tasarlandı hepsi. Her maske klibin hikayesindeki kızın arayışı ve yolunu bulması ile alakalı şeyler simgeliyor.
Manuş Baba'nın 'Eteği belinde' şarkısını bilmeyen yoktur. Klibinin tıklanması 200 Milyonu geçti. Bu başarıyı neye bağlıyorsun?
Açıkçası şarkının azizliği ve klibin samimiyeti diyelim. Neden samimi derseniz çok basit. Hikayedeki adamın -kızın komşusu- Victoria Secret mankeni değil. Bunu nasıl kolay anlatırım bilemem ama klibi izlerken daha iyi anlarsınız. O mahallede nasıl insanlar var ise o Cast öyle seçildi.
Klipte gelini ve damadı oynayanlar, klipten sonra gerçek hayatta evlendi. Benim haddim değil güzel kadın yakışıklı erkek ayrımı yapmak ama bizim bu klipte o polemiklere ve günümüzün güzellik adı altında değerlendirilen kalıplara yer yok. Benim kliplerimde genel olarak günümüzün güzellik standartlarına yer yok. Gerçek ve doğal insanları seçiyoruz ve bu doğallık samimiyet olarak insanlara yansıyor. Manuş'un duruşunu ilk klibinde doğru vermek çok önemliydi.
Bundan dolayı doğru hikaye, doğru Cast ve doğru şarkı, klibin hikayesini İzmir'deki bir evle Hakkari'de ki bir eve aynı anda izletti. Ben Manuş'un duruşunu 4 klipte de doğru anlatabildiğimi ve hissettirebildiğimi düşünüyorum ve başarısını bunlara bağlıyorum.
Peki klip yönetmeni olarak bu işi yapmak için, olmazsa olmazlar nelerdir sence?
Doğru ekip, doğru fikir, doğru zaman :) başka olmazsa olmaz yok bizim işte.
Hangi sanatçının kliplerini çekmek istersin? Keşke şu Sanatçının klibini ben çeksem dediğin bir hayalin var mı?
İşte yine zor bir soruuu.. düşünüyorum... düşünüyorum... Pas diyeyim de sonradan kendimle dalga geçmeyeyim. :) ya da şöyle söyleyeyim. Bazen aslında şunun klibini çekmek hayalim dediğim biri olmuyor, ama keşke şu şarkıyı ben çekseydim dediğim oluyor ve baya üzüyor. İsim verirsem yanlış yerlere gider.
Bir klip çekiminin en zor tarafı ne peki ?
En zor kısmı fikir aşaması bence. Biz dizi yada film gibi bir iş yapmıyoruz. Bizim dünyamız bambaşka. Zaman ve imkanlar çok önemli. Çok kısa zamanda muhteşem bir iş anlatmak zorundasınız ve bu anlatımın ana konusu müzik. Diyalog yok ve konuşma yok sadece müzik var. Fikir doğru olunca akıp gidiyor ama doğru fikri bulumak ve akabinde iyi bir ekibe ihtiyacınız var.
Peki bu işin en çok hangi yönünü seviyorsun?
Öncelikle ben işimi çok seviyorum. Başka türlüsü nasıl olurdu tahmin edemiyorum artık. İtiraf etmeliyim ki en çok sevdiğim yönü Backstage videolarını ve bu işi nasıl yaptığımızı izlemek beni fena halde mest ediyor.
Gelen projeler arasından seçim yapmıyormusun, yoksa isteyen herkesle çalışırmısın ?
Tabii ki seçim yapıyoruz bu soru bu sıralar çok fazla soruluyor, o yüzden yanıtlamak güzel oldu. Günde en az 4-5 ses dosyası dinliyorum. Ben bir müzik adamı ya da prodüktör değilim, lakin bu konuda yanlış anlaşılıyoruz fena halde.
Biz ekip olarak haftada en fazla 2 iş çekebiliyoruz. Üçüncü bir iş bizi sıkıntıya sokuyor, hem yaratıcılık hemde verim anlamında. Zaten bir üste seviyesi dizi çekmek olur. Haftada 2 klip bile fazla bana kalırsa.
Dolayısıyla uzun uzun oturuyoruz ve şarkıları seçiyoruz ama şarkıları da iyi veya kötü olarak değil, (ne haddimize) sadece bu şarkıya konsept yapabilir miyiz ya da bizim tarzımıza uygunmu diye bir ön seçim yapıyoruz. Tamamen iyi veya kötü his ayrımı yapıyoruz.
Bazen gerçekten şarkı geliyor ve bunu çekelim diyoruz ya da bazen ekip çekmek istiyor ve çekiyoruz. Ali'ye de Ayşe'ye de aynı özeni gösteriyor ve aynı titizlikle çalışıyoruz, çizgimizi ve kalitemizi bozmamak için.
Sıradaki projelerin neler?
Neredeyse dediğim gibi her hafta iki klip çekiyoruz. Bu sıra beni heyecanlandıran bir iş daha var. Sırada Berlin var. Haftaya çok heyecanlı bir sokak klibi çekeceğiz orada.
Son olarak söylemek istedigin bir sey var mı?
Röportaj için teşekkür ederim ve okurlarınıza büyük selamlar yolluyorum. Barış içinde huzurla sevgi ile yaşayabileceğimiz bir dünyayı ellerimizle yarattığımızı unutmayalım unutturmayalım isterim.
Medyafaresi.com