Deloitte’un, bu yıl 10’uncusunu yayımladığı ve Türkiye’yi de kapsayan “2021 Y ve Z Kuşağı Araştırması”, son dönemde siyasetin de ana tartışma gündemi olan Z kuşağıyla ilgili ülke ekonomisinden kişisel kaygı ve korkulara kadar birçok konuda dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu.
Cumhuriyet'ten Serhat Algil ve Tuğba Özer'in aktardığı detaylar şöyle:
Araştırmaya göre ekonomik ve politik görünümle ilgili geleceğe dönük kaygılar yüksek. “Ülkenizdeki genel ekonomik durumun gelecek 12 ay içinde nasıl değişmesini bekliyorsunuz” sorusuna Türkiye’deki Y kuşağı yüzde 54 ile “kötüleşecek”, yüzde 17 ile “aynı kalacak”, yüzde 20 ile “iyileşecek” yanıtını veriyor. Bu oranlar Z kuşağında ise sırasıyla yüzde 47, yüzde 17 ve yüzde 18.
Aynı soruya dünya çapındaki Y kuşağı yüzde 43 ile “kötüleşecek”, yüzde 23 ile “aynı kalacak” ve yüzde 27 ile “iyileşecek” yanıtını verdi. Z kuşağının oranları da yine sırasıyla yüzde 41, yüzde 21 ve yüzde 27.
CİNSEL TACİZ KORKUSU
“Ülkenizdeki genel sosyopolitik durumun gelecek 12 ay içinde nasıl değişmesini bekliyorsunuz” sorusuna ise Türkiye’de Y kuşağı yüzde 48 ile kötüleşecek, yüzde 25 ile aynı kalacak ve yüzde 21 ile iyileşecek yantını verdi. Z kuşağının oranları da sırasıyla yüzde 42, yüzde 27 ve yüzde 15 oldu.
Dünya çapındaki Y kuşağı ise yüzde 41 ile kötüleşecek, yüzde 28 ile aynı kalacak ve yüzde 22 ile iyileşecek derken, bu oranlar Z kuşağında yüzde 40, yüzde 27 ve yüzde 24 olarak gerçekleşti.
Y ve Z kuşağının endişeleri arasında, Türkiye’deki Z kuşağının dikkat çekici bir sorunu ise son yıllarda ülkenin önemli ve can yakan bir tartışma konusuna ışık tutuyor. Türkiye’deki Z kuşağının en büyük endişelerinin ikinci sırasında yüzde 32 ile “cinsel taciz” var.
Kısa geçmişte nasıl denetlendiği belli olmayan yurtlarda kalan çocuklara yönelik tecavüz olaylarıyla sarsılan Türkiye, son günlerde şort giydiği için bir erkeğin ağıza alınmayacak küfürlerine hedef olan genç bir kadını da konuşuyor. Üstelik bu suçları işleyenlere ilişkin cezaların yetersizliği ve uygulamalardaki sorunlar, Z kuşağının bu endişesini her geçen gün daha da büyütüyor.
CEZASIZLIK POLİTİKASININ SONUÇLARI
Araştırmayı değerlendiren Eşitlik İçin Kadın Platformu üyesi, avukat Hülya Gülbahar “Bu araştırmayı politikacıların, yasa yapıcıların, yerel yönetimlerin, okul idarelerinin, üniversitelerin ve işverenlerin önüne koyup, tacizi önleyici politikalar üretmesi gerekiyor” dedi. Gülbahar şu vurguyu yaptı:
“Cinsel taciz, kadınların kamusal alana katılımını engelleyen en önemli suçlardan biri. Gençlerin bu yanıtı vermesinde, tacizi önleme mekanizmalarının işletilmemesinin payı var.
Cezasızlık cinsel şiddeti teşvik eden en önemli faktörlerden. Yargılamanın çok uzun sürmesi ve verilen cezaların caydırıcı olmaması da önemli bir faktör. Tacize uğrayanın değil, tacizi gerçekleştirenin yaptırıma uğraması gerekiyor. Yasaların etkin ve kararlı bir şekilde uygulanması gerekiyor.”