2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel’in darbe girişimi sonrası tanık sıfatıyla verdiği ve karargâh içerisinde rahatsızlık yarattığı öne sürülen savcılık ifadesinde Aksakallı'ya ilişkin olarak "Kendisi dışarıdan çatışma seslerinin geldiğini, çıkacak durumda olmadığını, hanımını teskin etmekle meşgul olduğunu ifade etti" dendi.
Aksakallı, hakkında verilen "görev değişikliği" kararına tepki göstererek istifa etmişti.
Nagehan Alçı'nın "Aksakallı’yla ilgili o ifade" başlığıyla yayımlanan (23 Ağustos 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Pazartesi günü Korgeneral Zekai Aksakallı’nın Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan alınmasının olası sebepleri üzerine farklı kaynaklardan edindiğim izlenimleri yazmış, emekli hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok’un bana söylediği bir ifadeye işaret etmiştim. Bu ifade 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel’in Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’na tanık sıfatıyla ocak ayında verdiği ifade idi. Somut bir şeydi yani. Hemen yine akıl almaz komplolar üretilmeye başlandı. Aksakallı’yı karalama kampanyası başlatmışım vs... Hakikaten yaratıcılıkta sınır yok.
Aylar önce ortaya çıkan ifadenin bu bölümü basında hiç yazılmadı. Ben Hürriyet’in başarılı muhabiri Fevzi Kızılkoyun’dan aldım. İsmail Metin Temel’in Malatya Başsavcılığı’na söylediklerinin ilgili bölümü şöyle:
“Helikopter gittikten sonra (İfadenin bütününde kendisini infaz etmek için gelen bir helikopterden bahsediyor-N.A) beni telefondan Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı aradı. Bana kendisinin kaçırılmak istendiğini, kurtulduğunu, şu anda da evde olduğunu, karargâhının ise işgal edilmiş olduğunu ifade etti. Ben de hemen karargâhına gitmesini, karargâhı temizlemesini söyledim. Kendisi dışarıdan çatışma seslerinin geldiğini, çıkacak durumda olmadığını, hanımını teskin etmekle meşgul olduğunu ifade etti. Ben de Özel Kuvvetler’e ait bir helikopterin geldiğini, şakayla karışık vaziyette ‘İnfaza göndermişsin’ dedim... Kendisi bu hususta yorum yapmadı. Bu görüşme kendisinin beni cep telefonundan araması ile gerçekleşti. Bu tür bir görüşme mutad bir görüşme değildir...”
Metni aynen yayınladıktan sonra bir kez daha soruyorum: Acaba Zekai Aksakallı’nın Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan alınmasında bu ifadenin yarattığı rahatsızlığın bir etkisi var mı? Aksakallı gözlerden bir süreliğine uzakta tutulmak mı istendi?
Not: Zekai Aksakallı ile ilgili benim görüşüm şu: 15 Temmuz gecesinin detaylarını bilemem ve bir gazeteci olarak tüm ihtimalleri yazarım. Öte yandan Aksakallı’nın o gece NTV’ye bağlanıp “Bu paralel çetenin alçak bir darbe teşebbüsüdür” dediğini de unutmuyorum. Bir muvazzaf generalin ağzından bu tabir ilk kez telaffuz ediliyordu. Hatta sevgili Oğuz Haksever de bunu o yayında vurgulamıştı.