Habertürk gazetesi yazarı Serdar Turgut TSK'nın Afrin'de başlattığı Zeytin Dalı operasyonunun Washington’da iç savaş çıkardığını ileri sürdü.
Operasyonun global jeo-stratejik dengeleri sarstığını belirten Turgut sızdırılan haberlerin perde arkasını da aktardı.
İşte Turgut'un o yazısı:
Zeytin Dalı Operasyonu Washington’da iç savaş çıkardı
TÜRKİYE’nin Zeytin Dalı Operasyonu, global jeo-stratejik dengeleri sarsmayı sürdürüyor. Operasyonun bir süredir zaten zor tutulmakta olan Washington’un iç dengeleri hayli sarstığı görülüyor. Bu sarsıntı sürerken birimlerden çeşitli haberler büyük gazetelere sızdırılıyor.
Bu haberlerin gerçek anlamını görüp çözümlemek için Washington’un derinindeki gerçek çıkar çatışmalarını ve derin Washington’un nasıl çalıştığını bilmek gerekiyor. Derin Washington’un nasıl çalıştığını bilmeden etrafta çıkan haberlerin peşine takılınır ise büyük yanlışlar yapılması mümkün.
Bugün sizlere bu derin Washington’da işlerin aslında nasıl döndüğünü Suriye bağlamında anlatmaya çalışacağım.
SIZDIRILAN HABERİN PERDE ARKASI
Öncelikle şunu herkes çok iyi bilmeli ki Suriye’de ne yapılacağı konusunda Washington’da büyük kafa karışıklığı ve birimler arası anlaşmazlık var. Başkan Trump’ın, Suriye bağlamında kendi ulusal güvenlik danışmanıyla bile anlaşamadığı, onu gözden çıkarmaya bile hazır hale geldiği anlatılıyor.
Trump için Dışişleri Bakanı Tillerson da önemli değil, o sadece Pentagon’daki generallerle çalışmak istiyor. McMaster, Başkan Trump’ın generallerle bağlarını ne kadar zayıflatmak istese de bunu başaramıyor. Washington’un derinliklerinde yaşanmakta olan bu çatışmayı tamamen ortaya seren son haber ise önceki gün Wall Street Journal Gazetesi’ne sızdırıldı.
Dion Nissenbaum tarafından yazılmış olan bu haber, “Amerika, düşmanlarının yanına Türkiye’nin kaymasını önlemeye çalışıyor” başlığını taşıyordu. Habere göre Beyaz Saray, Rusya ve İran’ın bölgede daha fazla güçlenmesine karşı harekete geçmiş, Türkiye’nin daha fazla onlarla birlikte çalışmasını engellemek için bölgede adımlar atmaya başlayacakmış.
Sorduğum kaynaklar böyle bir gelişmenin olduğunu doğrulamakla birlikte, Trump’ın resmi politika olarak buna onay verdiği görüşünün doğru olmadığını da vurguladılar.
YÖNETİM İÇİ TARTIŞMA
Bu kaynaklar, Trump’ın Suriye’nin geleceği için Rusya’yla birlikte çalışma kararında olduğunu ve DEAŞ ile mücadele kapsamında Suriye’deki işlerinin tamamlanmış olduğunu düşünen Pentagon’un da bu açıdan Trump’ı desteklediğini söylüyorlar.
Daha önce de yazdım; Rusya, Suriye için yeni bir barış planı hazırladı ve bunu anlatmak için Vitaly Naumkin 27 Şubat’ta Washington’a geliyor. İşte bu plan o gece detaylarıyla, yönetimin dış politika ve ulusal güvenlik elitlerine, Georgetown’da yapılacak kapalı bir gece yemeğinde anlatılacak.
Bu plana karşı olan yönetim içindeki birimler şimdiden kampanyalarına başladılar. 21 Şubat’ta “Gizli Suriye planı üzerinde çalışılıyor” başlıklı yazımda anlattığım ve yakında tartışılacak Rusya’nın bu planını Trump, Putin’le telefonda görüştü. Ve Trump, bu planı kabul etme eğiliminde. McMaster ise buna karşı. Ulusal güvenlik stratejisi konusunda yardımcısı olan ve yine bu köşede 21 Aralık’ta “Trump’ın ulusal güvenlik stratejisini bu kadın yazdı” başlıklı yazımda bahsi geçen Nadia Schadlow ile birlikte buna karşı kampanya yürütüyorlar.
Wall Street Journal’da bahsettiğim son yazının kaynağının da bu ekibe yakın bir isim olduğu söyleniyor. Böyle şeylerden hiç hoşlanmadığım halde burada Schadlow’un, McMaster ile ilişkisi olduğu söylentisinin de konuşulduğunu belirtmek zorundayım.
MASADAKİ STRATEJİLER
Bunlar Amerika’nın, Suriye’de Moskova’nın bu planı üzerinde çalışmasını engellemek için İran tehdidini ön plana çıkarıp Türkiye’nin İran ve Rusya ile birlikte hareket etmesine mâni olmaya çalışıyorlar. Bu çevreler küçümsemek için plana “Putin’in Potemkin Barış Planı” adını takmışlar.
Bunlar kendi uygun buldukları süreci Türkiye açısından daha çekici kılabilmek amacıyla YPG’nin bölgedeki gücünü azaltma yolunda çalışmalar yapılabileceği haberlerini yayıyorlar. Güya Türkiye ile Amerika’nın ortak çıkarlarını zedelemeden, YPG’yi de mağdur etmeden neler yapılabileceği üzerine masa başında şemalar çizilip ortak alanlar bulunmasına çalışılıyormuş.
Kaynaklarım bana bu çalışmaların gerçekten yapıldığını, ama bu kişilere yakın duranların yaymaya çalıştıkları gibi bunların yönetimde güçlendiğini söylemenin imkânsız olduğunu belirtiyorlar. Anlayacağınız, Washington’daki birimler arasında tam bir strateji savaşı çıkmış durumda. Trump hangi taraftan yana tavır koyarsa o kazanacak. Trump’ın da bunu yapmak için Vitaly Naumkin’in 27 Şubat’taki konuşması sonrasında Putin ile yapacağı değerlendirmenin sonucunu beklediği söyleniyor.
CIA’NIN TAVRI
Bu arada ulusal güvenlik gelişmelerini iyi takip eden çevreler bu tartışmada CIA Başkanı Mike Pompeo’nun da Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’a yakın durmadığını ve Rusya konusunda Başkan Trump’ın tavrını desteklediğini söylüyorlar.
10 gün kadar önce bir CIA operasyonu çerçevesinde, Rusya’nın üç önde gelen istihbarat örgütünün başkanları, Amerika’ya girme yasakları bulunmasına rağmen Washington’a getirildi ve burada yeni Suriye planının detayları konuşuldu. KGB’nin devamı olan SVR’nin başı Sergey Naryshkin, iç güvelik kuruluşu FSB’nin başı Alexander Bortnikov ile askeri istihbarat GRU’nun yöneticisi, Washington’da Pompeo ile görüştüler. Pompeo bunlar ayrıldıktan sonra Beyaz Saray’da sabah 11.00’de yaptığı toplantıda sonuçları anlattı ve Trump hemen Putin’i arayarak yeni planı konuştu. Şimdi de o planın siyasi ve jeo-stratejik boyutlarını daha kapsamlı anlatması için Rusya’nın Ortadoğu politikasının mimarı olan Vitaly Naumkin’in 27 Şubat’ta yapacağı ziyaret bekleniyor.