Ankara’da korkunç bir saldırı yaşadık. 100’den fazla vatandaşımızı kaybettik. Vahşet o kadar büyüktü ki ilk günlerde nedeni, nasılı üzerinde duramadık pek fazla.
Bu hafta Ankara saldırısının arka planı üzerine yazmak istedim. Yedi soruda mesele üzerine tartışmaları ve kanaatlerimi toparlamaya çalıştım.
ANKARA SALDIRISINI PKK-IŞİD BİRLİKTE Mİ DÜZENLEDİ?
Kanımca AKP tarafından bu tür bir iddianın ortaya atılmasının tek nedeni olan bitenle ilgili bir bulanıklık yaratma çabasıdır. Son yıllarda bütün dünyanın gözü önünde PKK ile IŞİD arasında kanlı bir savaş yaşanıyor. Bu iki örgüt Ortadoğu’da iki ayrı dünya görüşünü temsil ediyorlar. AKP kurmaylarının ‘IŞİD de PKK de bir, hepsi terör örgütüdür’ tezinin bugün dünyada neredeyse kendileri dışında hiçbir alıcısı yok. ABD ve Rusya Ortadoğu’daki ender seküler güçlerden biri olarak gözüken PYD’ye yardım konusunda kolaylıkla kendi kamuoylarını ikna edebiliyor bu yüzden.
ANKARA SALDIRISI ‘TÜRKİYE’YE KARŞI’ MI YAPILDI?
Davutoğlu ve AKP ısrarla bu tezi dile getiriyorlar. Lakin IŞİD’in Diyarbakır-Suruç Ankara bombalama çizgisine baktığımızda bütün saldırılar HDP ve müttefiklerine yönelik. AKP’nin ısrarla siyasi amaçlarından arındırıp bir tür ‘İdrak yeteneğini kaybetmiş canavar’ olarak göstermeye çalıştığı bu ‘terör’ nasıl oluyorsa Türkiye’de yönünü kaybedip bir kez bile HDP ve çevresi dışında bir kesime vahşi bir saldırı yapmıyor.
IŞİD NEDEN HDP VE İTTİFAKLARINA SALDIRIYOR?
Bunun nedeni çok açık. IŞİD’in konumundan bakıldığında YPG-PKK-HDP hepsi Türkiye Kürdistan’ı merkezli bir siyasi gücün tayflarıdır.
IŞİD için HDP’ye saldırmak doğrudan YPG’ye saldırmak gibidir.
SALDIRININ ZAMANLAMASI TESADÜF MÜYDÜ?
Hayır değildi. Neden şimdi sorusunu cevaplamak için uluslararası güçlerin Suriye’de son günlerde neyi tartıştığına, planladığına bakmak yeterli. YPG’nin kara gücü olarak kullanılacağı Rakka’ya yönelik bir büyük operasyondan bahsediliyor. Türkiye bu operasyona karşı çıktığını defalarca dile getirdi.
IŞİD, Kürt Hareketi’ne Ankara Garı saldırısıyla ‘Sen Rakka’ya üzerime yürürsen ben de senin koruyamayacağın sivil alandaki tabanına saldırırım’ mesajı veriyor. Mesele budur.
SALDIRININ ARKASINDA EMPERYALİST GÜÇLER Mİ VAR?
Bu bir siyaset ezberidir. Hemen her saldırının arkasından her kötülüğü planlayan bir şeytani güç arar gibi emperyalist güçler aranır. En azından şunu söyleyebilirim; illa ki olmasına gerek yoktur. Fail rahatlıkla tek başına IŞİD de olabiir. Ama işbirliği ve yönlendirmeden ziyade belki bilip de engellememe durumu olabilir. Türkiye’de yayın yapan bir Rus haber sitesi muhabiri Ankara’da saldırı olacağını önceden yazmıştı. Sanmıyorum ki tesadüf olsun. O haberi mesela Rusya’nın ’Biz Türkiye’ye IŞİD saldırısının istihbaratını verdik ama bir şey yapmadılar’ açıklaması olarak da okuyabiliriz.
Bana kalırsa Ankara saldırısına olanak sağlayanların, emperyalistlerden çok İran ve Esad rejimi gibi daha bölgesel güçler olma ihtimali daha güçlüdür. Sonuçta Türkiye ittifakları aracılığı ile Esad rejimi ile savaşıyor. Aslında örtülü olarak Türkiye-Suriye/İran savaşı yaşanıyor. Türkiye’de bir iç kargaşa başlaması, Erdoğan rejiminin zayıflaması bu güçlere ciddi avantaj sağlayabilir.
SALDIRININ ARKASINDA AKP-IŞİD İŞBİRLİĞİ Mİ VAR?
Yekpare olarak AKP’nin IŞİD’e bombalı saldırıları gerçekleştirmesi için yol verdiğini söylemek abartılı olacaktır. Lakin her gün ortaya çıkan bilgiler canlı bombaların her hareketinin Emniyet tarafından bilindiğini/dinlendiğini ama müdahale edilmediğini gösteriyor.
Sadece poşulu fotoğrafı var diye terör örgütü üyeliğinden üniversitelilerin içeri atıldığı ülkemizde Davutoğlu’nun ‘Canlı bombaları biliyorduk ama suç işlemeden müdahale edemiyoruz’ açıklaması aslında bir itiraftır.
Bu açıklama Emniyet’in canlı bombalara müdahalesinin siyasi irade tarafından engellediği iddialarını güçlendirmektedir. Zaten CHP’nin art arda açıkladığı dinleme bilgileri aslında bu durumun Emniyet güçleri tarafından kamuoyuna açıklanmasıdır.
Emniyet CHP aracılığı ile Türkiye kamuoyuna; AKP iktidarı IŞİD’e karşı elimizi kolumuzu bağlıyor demiştir.
AKP NEDEN IŞİD’E YOL VERİYOR?
Birinci nedeni AKP’nin IŞİD’e bugün muhtaç olmasıdır. AKP iktidarının açıklamalarına bakılırsa Suriye’nin kuzeyindeki üç Kürt kantonun birleşmesinin önüne geçilmesi stratejik öncelik olarak görülüyor. Hali hazırda IŞİD, birleşmenin önündeki engel olan Cerablus aralığını elinde tutarak Türkiye’nin staratejik ihtiyaçlarını karşılıyor.
İkinci neden Erdoğan hizbinin, IŞİD’in HDP ve sola yönelik bombalı saldırılarının kendi politik planlarının gerçekleşmesine hizmet edeceğini düşünüyor olma olasılığıdır.
IŞİD saldırıları Erdoğan’ın Gezi’den beri muhalefetin sokak etkinliğini kırma stratejisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Hem de Erdoğan’a karşı düşmanlığı sürekli arttıran biber gazlı polis müdahalelerine gerek kalmadan.
Üstelik bu saldırılar Başkanlık Sistemi’nin önündeki en büyük engel olan, halka özgürlük-barış-demokrasi vaat eden HDP’yi de olağanüstü krimanilize ederek bunu yapıyor. HDP kendi isteği dışında sürekli ölüm ve şiddetle anılır hale geliyor.
Biraz çılgınca belki ama iktidar bloğu içinde ‘IŞİD Kürtleri/Solcuları öldürsün bize ne’ diyebilecek bir grubun var olma ihtimali bugün hiç de azımsanacak gibi değil.
Üçüncü ve daha korkutucu neden ise AKP’de ideolojik ağırlığın giderek ‘Radikal İslamcılığa’ doğru kaymasıdır. AKP bütün dünyayı karşısına alarak Mısır’da Mursi’yi uzun süre ısrarla desteklemişti hatırlarsınız. Suriye’de de ülkede şeriat rejimi kurmak isteyen Nusra ve Ahrar’üş Şam gibi örgütleri destekliyor. Erdoğan ve Davutoğlu seçimli demokrasiye bile karşı olan bu örgütleri ‘devrimci’ olarak adlandırıyor.
AKP neoliberal/muhafazakar kimliğinden ‘radikal İslamcılığa’ yavaş yavaş kaydığı için de IŞİD’e görece hoşgörüyle yaklaşıyor olabilir.