Ali İsmail Korkmaz’ı kim öldürdü?

İfadelerine bakılırsa polisler çağırınca böyle öğrenci avına çıkan ‘vatanını milletini seven’ mahalle eşrafındanmış bunlar.

Gökhan Kaya Gökhan Kaya

Ali İsmail Korkmaz daha 19 yaşında karanlık bir sokakta öldürüldü.

Defalarca yumruklanarak ve tekmelenerek

Hepimiz gördük o videoları, izledik o linci. Hepimizin yüreğinin bir yarısı o karanlık sokakta kaldı.

Katillerinin bir kısmı tutuklandı bir kısmı serbest. Dün davası vardı cinayetin. Katilleri çok rahattı. Linç ettikleri kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığını ya da ‘hafifçe dürttüklerini’ iddia ettiler.

İfadelerine bakılırsa polisler çağırınca böyle öğrenci avına çıkan ‘vatanını milletini seven’ mahalle eşrafındanmış bunlar.

İfadeleri doğruysa bu insanların paramiliter bir örgütlenmeden değil de günlük hayatımızda her gün gördüğümüz sıradan insanlar olması daha da korkutucu.

Mahalle eşrafından bir katil çetesi yaratan karanlık.

Ama mesele burada bitiyor mu? Ali İsmail Korkmaz’ın katilleri sadece tekmeyi atanlar mı? Bu vatandaş, polis sokakta linç örgütlenmesini kime güvenerek yaptı? Kim motive etti bu insanları? Esas mesele bu.

Başbakan Erdoğan ve medyası defalarca Gezi Parkı eylemcileri için “Bunlar çapulcu, camilere ayakkabıları ile girdiler, camide içki içtiler, başörtülü bacıma saldırdılar” demeseydi (ki bu olay hala doğrulanamadı-tek kanıt gösterilemedi) bu ‘mahallenin milli mutabakat bileşeni’ toplanabilir miydi?

Biliyorsunuz bizim memleketin ‘milli mutabakat linç topluluğu bileşeni’ meşhurdur, bir olgudur, mütemadiyen tekrarlanır. Tarih sahnemize acı olaylarla çıkmışlardır. Ermeni soykırımı, 6-7 Eylül olayları, 1934 Trakya olayları… gibi.

Bütün bu olayların benzer gelişim özellikleri vardır; gayrimüslimlerin, Müslümanların ya da Türklerin kutsal saydıklarına hakaret ettikleri dedikodusu yavaş yavaş yayılmış ya da Atatürk’ün evi bombalandı gibi yalan haberler üretilmiş ve halk eski deyimle galeyana getirilmiştir.

Sonuç: Ölümler, tecavüzler ve sürgünler…

Aslına baktığınızda Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi Türkiye’nin tarihsel linç topluluğunun Gezi Parkı eylemcilerinin karşısına dikilmesi ile gerçekleştirilen ‘kutuplaştırma’ operasyonunun mikro bir örneğidir.

Gezi Parkı eylemcilerine karşı mütedeyyin kesimlerin polis şiddetinin desteği ile iktidar tarafından kışkırtılması çabası aslında ikinci bir 6-7 Eylül denemesidir. Bu sefer iktidar seküler kesime gayrimüslimlere geçmişte yaptığını yapmaya çalışmıştır.

6-7 Eylül’de amaç Rumların ülkeyi terk etmesiydi bu sefer ise amaç seküler kesimin baskıyla kimliğinden vazgeçip mütedeyyinleşmesiydi. Ama bu girişim hem seküler kesimin direnci hem de muhafazakar kesimin sağduyusu ile yarım kalmıştır.

O nedenle bir tarafıyla bakarsanız Ali İsmail Korkmaz’ın simgeleşmesi, bu kadar sevilmesi Türkiye halkının demokraside ısrarıdır, direncidir.

Ali İsmail’in katillerinin bir kısmı elbette bugün tabiri caizse paçayı kurtarabilir, ama Kenan Evren’in hali herkes örnek olmalı, bakın dün yaptıkları onu bugün ölüm döşeğinde bile rahat bırakmıyor.