Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray 100 yıllık bir tecrübe ile yolunda devam ediyor. Milyonlarca taraftarı var. Bazen kötü sonuçlar alıp taraftarını üzseler de her zaman büyük kulüpler veya takımlar.
Başakşehir ise; henüz 4 yaşında bir takım. Her yıl başarısına biraz daha artı değer katarak ilerledi. Bugün puan cetvelinde o köklü kulüplerin tepesinde oturuyor. Peki bu gidiş ne kadar ve nereye kadar devam edecek?
İşte şimdi sportif sonuçları ve lig fikstüründeki yerini bir kenara bırakıp düşünelim.
Dün sahasında Sivasspor’a yenilmesi bunu gerektiriyor. Başakşehir’ in durumunu sosyo-ekonomik hatta biraz da ideolojik düşünmek gerekiyor. Yoksa doğarken ölecek.
Önce şunu tartışalım. Sahada bu kadar başarılı bir takım varken, tribünlerde neden bu kadar az seyircisi var?
Belediye Şube müdürlerinin çalışanlara baskısı olmasa hiç taraftarı olmayacak. Semt halkının çoluk çocuk pikniğe gider gibi tribünde buluşması çok trajik bir durum.
Kendi stadında 300-400 taraftar bulamıyorsan, o futbolculardan coşku beklemeyeceksin. Bu hafta Sivaslı taraftarlar çok daha fazla idi. İstanbul da 1 milyon Sivaslı’nın yaşadığı iddia ediliyor.
Şayet bu doğru ise Sivaslılar da takımlarına ayıp etmiş.
Ancak kimsenin kimseye küsmeye veya kinaye yapmaya da hakkı yok. Çarşı pazardan bir kilo soğan alırken bir saat düşünülen bir ortamda kim takar maçları. Belediye de çalışanların durumu daha da kötü.
Zorla maça mı gitsin, yoksa siyasi parti mitingine benzeyen açılışlara mı? Her Allahın günü bir yere propaganda kokan açılış var.
Sıkıysa elindeki bayrağı sallarken, ‘Türkiye senine gurur duyuyor’ diye bağırmasın. Ekmek arası kaşar peyniri sokağına kadar gelen İETT otobüsünde yiyor.
Geçen yıl Bayrampaşa'daki bir açılışta Cumhurbaşkanımız, ‘Başakşehir’in maçlarına da gidin haaa’ demişti. Buna da en yakın rakibi Galatasraylılar çok üzülmüştü.
Stadın ismi de kafadan kayıp. Galiba Fatih Terim ismini o stada verenler çok acele davrandılar. Terim o günlerde Türkiye de futbolun başındaki milli kahraman idi. Şimdi Futbol Federasyonundan milyonlarca lira tazminat isteyen kötü adam…
Başakşehir halkı sahadaki futbolcuyu benimsedi mı? Buna da kocaman bir hayır.
Kaptanları Emre Belözoğlu hala Galatasaraylı veya Fenerbahçeli bücür Emre… Halk Ekmeğin kredisiyle Barselona’dan kiralanan Arda Turan'ı kendilerinden görmediler.
Dünyanın dört bir yanından gelmiş ikinci el futbolcuları ile Anadolu’nun dört bir yanından ekmek parası için İstanbul’a gelen gurbetçiler kaynaşamaz. Semt halkı hala doğup büyüdüğü kentin takımına sevdalı.
Biraz da çocukluk aşkı olan üç büyüklere aklı takık. Başakşehir onun için sadece evinin olduğu yapay semtin takımı. Evini eskisi kadar sevmiyor.
Çünkü TOKİ den hesaplı yani ucuz ve uzun vadeli daireler artık piyango değiller. TOKİ'nin 25 yıl önce sattığı daireler şimdi Demirperde kooperatif evleri gibi duruyor.
Çünkü özel firmalar modern daireleri 30 bin peşin 120 ay vadeli satmaya başladı. Üstelik semtleri de daha iyi. Başakşehir’in yaşaması için neden bu kadar uğraşıyor sanıyorsunuz.
Özetle Başakşehir’in Sivasspor’a yenilmesi bir futbol maçı skorundan çok daha ötededir. Hakemler istediği kadar hesaplı düdük çalsa da…