Haksızlıkları sineye çeke çeke geldiğimiz durum meydanda. ‘Vur ensesine al ağzından lokmayı’ mülayimliğinde ezilip gidiyoruz. Yıllar boyu belli bir sistem dâhilinde yaratılan ‘düzen bu’ mantığının umursamazlığı tüm ağırlığıyla çökmüş üstümüze. Vurdumduymazlık had safhada. Bu ortamda isteyenin istediği gibi at koşturması da kaçınılmaz tabii.
Dizilerin keyfi biçimde kaldırıldığı, izleyici isteklerinin hiçe sayıldığı ekranlarda da durum tam böyle. Haksızlığa maruz kalan yapımlar, kulak ardı edilen talepler saymakla bitmez. En son duyarsızlık ‘Oyunbozan’ ve ‘Aşk Yalanı Sever’ örnekleriyle yaşandı. Belki hatadan dönülür veya kaliteyi yok etmemek adına bir çıkar yol bulunur diye bekledik. Ama nafile… Bir şey değişmedi. Nihayetinde izleyiciden gelen eleştirileri de dikkate alarak isyanımı-isyanları kelimelere dökmek kaçınılmaz oldu. Hem tepkileri aktarmak, hem de güzelim işleri ziyan zebil edenlere karşı ‘‘Ekranda ‘Oyunbozan’ olmak için ne lazım’’ diye sorguladık biz de!
‘OYUNBOZAN’A, REYTİNG OYUNU…
Televizyon dünyasında oldum olası sorguladığım ayrıntılardan biri, reytingler… Ekranda boy gösteren yapımlardan alınan sonuçlara akıl sır erdirmek mümkün değil. İzleyici algısında mı bir problem var, yoksa bu sonuçların belirlenmesinde mi bir oyunbazlık yaşanmakta? Müthiş bir muamma. Çöz çözebilirsen. İpe sapa gelmez repliklerin arka arkaya sıralandığı, sürekli aynı türden sahnelerin çekildiği, karakterlerinin mantıkla asla bağdaşmayacak derecede saf ve sulu olduğu, konularının tıpatıp hale geldiği işler tepelere kuruluyor. Buna karşılık oyunculuğundan senaryosuna alkışı külliyen hak eden diziler tepetaklak gidiyor. Tabii bu tabloya başkaldıranlardan da tepkiler arka arkaya geliyor. Nasıl ki ‘Oyunbozan’ gibi kaliteli bir yapımı hatalı gün seçimiyle ilk bölümünden bozguna uğratarak ziyan eden Show TV’nin duyarsızlığına yönelik sevenlerinden bir hayli mesaj aldım. Ne diyor izleyici? Birkaçını görelim.
‘Show bunu hep yapıyor. Bıktırdı bizi’ diyerek söze başlayan Seher Hanım kanalın seyirci yorumlarına ve isteklerine duyarsızlığından şikâyetçi. Duygularını da ‘İzlenebilecek tek tük işlerden biriydi. Ama saçma diziler yükselirken nasıl oldu da bu dizi o kadar düşük puan aldı anlamadık. Ailecek izliyorduk. Birden kaldırdılar. Bu ne saygısızlık. Seyirci niye aptal yerine konuyor. Kaç tane güzel dizi böyle final bile yapmadan kalktı. Oyunbozanı geri getirsinler. İnsanların isteğini önemsememekten vazgeçsinler’ şeklinde aktarmakta. Geri gelir mi bilmem ama finalsiz kaldırılması, hem yapıma hem de seyircisine karşı ciddi bir saygısızlık.
Serhat Tutumluer’in oyunculuğunu ve dizilerini çok beğendiğini söyleyip Altuğ Küçük’ün senaryosuna övgüler dizen Fikret Bey de Show TV’nin diziyi finalsiz yolcu edişine kızanlardan. Eleştirilerini de, ‘Şu güzelim işi mi çok gördüler? Televizyonda onca saçmalık dolu. Eskiden sanatçı ve dizi zevkimiz başkaydı. Kötüler elenirdi. Şimdi iyileri değerlendirme dönemi bitti. Arada bir eskisi gibi kaliteli dizi yazan çıkıyor ama kanal kıymet bilmiyor. Sen doğru düzgün tanıtmazsan, değerlendirmezsen seyirci nasıl fark etsin’ şeklinde özetlediğim hayli sert cümlelerle iletmiş. Öfkelenmekte haksız mı? Altuğ Küçük ve Serhat Tutumluer ikilisi başta olmak üzere külliyen kaliteli bir renk katmıştı ekrana. Lakin hak ettiği değeri bulamadı. Yazık.
Dizinin başarısı konusunda erken pes edilmesine kızan Alican ve arkadaşlarından gelen mesaj ise ‘Oyunbozan’ın yeni sezonda bir başka kanalda yeniden seyircisiyle buluşmasına yönelik. ‘Finalsiz bitiş mi olurmuş bu neyin kafası? Madem Show Oyunbozanın hakkını vermedi yeni bir kanala geçsin. Dizimize bu fırsat verilirse dolu insan mutlu olacak’ demekte… Keşkeee…
Evet. Seyirci tepkileri böyle ama bunlarla sınırlı değil tabii. ‘İnsan sevdiği müddetçe affedermiş’ diyen Emre ile her oyunun bir oyunbozanı olduğunu söyleyip mutlu sonlu masalları gerçek yapmaya fırsat bulamayan Mine’nin yolunu kesenlerin oyunbozanlığına dair söz çok. Peki ya çözüm? İşte o noktada işler zorlaşıyor. Çünkü ‘Oyunbozan’, güçlü bir iş… Ve nasıl ki Yamanerlerin evinde zayıflığa yer yoksa, televizyonun zayıflıklarla dolu dünyasında da güçlülerin-klişeleri bozanların ayakta kalması problem. Bundan dolayıdır ki, Altuğ Küçük’ün kartal gibi yüksekten uçan kalemi ve Serhat Tutumluer’in güç verici motivasyonuyla başkalarına benzemeyen Yamanerlerin gerilim öyküsünü severek izlerken içimiz en baştan pırpır ediyordu. Akıl almaz oranda düşük gelen reytinglere bakınca da, finalin çat kapı geleceği beklentisinin tedirginliği çökmüştü üstümüze. Show TV de sağ olsun(!), beklentimizi boşa çıkartmayıp beşinci bölümünde ‘Tavşan kaç’ diyen diziyi, takipçilerine aldırmadan finalsiz minalsiz kaçırıverdi. Tutacak bir tazı çıksaydı bari…
Sonuçta; Zaman içinde ‘Oyunbozan’ kaldığı yerden devam eder mi bilinmez. Bu, Aka Yapım’a, kanallara ve ekibe bağlı. Gerçek şu ki, ‘Oyunbozan’ olmak cesaret ve ümit işiydi. Cesaret, klişelerin rağbet gördüğü ekranda ödün vermeden boy gösterebilmekti. Ümit de, kopya dizi bağımlısına dönen izleyicinin başını, diğer işlerden kaldırıp ilginç ve kaliteli bir yapımı fark edebilmesini beklemekti. Cesaret yüzünü gösterdi ama ümit açısından ‘Oyunbozan’lığa yeltenenlerin eli boş kaldı. Reyting oyunu bozulamadı. Ümitler bir başka bahara kaldı. Ekranda oyunbozan olmak için ne lazım sorumuza cevaben, ‘‘Öksüzün karnına vurmuşlar ‘Vay arkam’ demiş’’ hatırlatmasıyla koyalım noktayı.
‘AŞK YALANI SEVER’ DE BİR ANDA YALAN OLDU
Yeni diziler ekran macerası için var güçleriyle hazırlanırken kanalların reyting baskısıyla sürüklendikleri keyfiyetin son örneklerinden olan ‘Aşk Yalanı Sever’ de bir anda yalana dönüşenlerden… Ancak FOX’un taktik kurbanı dizinin durumu ‘Oyunbozan’dan biraz daha karmaşık. FOX’un sitesinde ‘kolaj bölümü’yle kendi günü ve saatinde ekranda olacağı belirtilmekteydi. Buna karşılık yayın akışında yerini filme bırakıp soru işaretleri doğurdu. Şimdi bu ikilikle yaratılan karmaşa, izleyiciye saygısızlık değil mi? Tabii ki öyle.
Öte yandan Mia Yapım imzası taşıyan dizinin senaristlerinden Şeyda Delibaş’ın ‘Bu seferlik bu kadar’ mesajını ve dahi yeni dizi ‘Hayat Sevince Güzel’in yayın günü asıl dikkate alınacak detaylar. Bu satırlar ve yeni dizinin Pazartesi saat 20.00’ye konması ‘Aşk Yalanı Sever’in bitişini kesinleştirmiş oluyor. Final bölümüne fırsat tanınır mı, yoksa kısa bir molanın ardından yeni bir şans kullanılır mı peki? Sanmam. Şimdi bunları bir tarafa bırakıp seyirci kanadına kulak verecek olursak… ‘Aşk Yalanı Sever’i bir heves izleyip sevenler, tıpkı ‘Oyunbozan’ınkiler gibi tepkili. Çünkü bu diziyi izleyenler de final görememenin eksikliğini yaşamakta. Seslerini yetkililere duyurmaya çabalayanlardan bazılarının duyguları şöyle…
Çok üzüldüklerini söyleyen Elif ve arkadaşları ‘SBSV gibi güzel dizi getiren Fox da başka kanallara benzedi. Düşük reyting görünce hemen kaldırıyor artık. Eskiden değişikti. Show istememişti ama Lale Devri Fox sayesinde parlamıştı. Seyirci artınca açgözlü olunuyor sanki’ şeklinde görüş bildiriyorlar. Oldukça gerçekçi ve düşündürücü bir noktaya parmak basmışlar. Hani zenginleşince fakir arkadaşlarını tanımayanlar gibi mi oluyor kanallar da? Bilmem ki…
‘Pes artık bu kanallar iyice azıttı’ cümlesiyle girişini yapıp ‘Sesimizi duyacak kimse yok mu? Sadece sözü geçenlerin dizileri mi ekranda kalacak? Başkalarına hayat yok mu? Reyting diye bir şey tutturmuşlar. Bunun gerçek olduğu belli mi ki buna göre dizileri kaldırıveriyorlar. Biz deneme tahtası mıyız sabrımızı deniyorlar. Diziye başlamışız bu iş nereye gidecek diye merak edip izliyoruz. Sonra puf diye kayboluyor dizi. Final hani? Yok. Bu kaçıncı yahu’ demekte, Sabır taşı çatladı rumuzuyla yazan izleyici de… Çatlamaması mümkün mü? Çatlasak da patlasak da kanallar bildiğini okuyor neticede!
Figen Hanım ise ‘Aşk Yalanı Sever gerçekten bitti mi? İnanamıyorum. Hiç olmazsa adam gibi bir finalle bitirselerdi. Kanallar bu kadar mı parasız kaldı? Bir bölümü seyircisine çok görüyor. Dizileri kestirip atıyorlar. Bu ne hırs? Her şey para olmuş. Zaten dolu reklam var. Eğer finalsiz bittiyse çok ayıp ettiler seyirciye kazık atmak gibi bir şey bu’ demekte. Kazıkları yemeye öyle alışmışız ki, dizilerin finalsiz kaldırılması devede kulak kalıyor ya neyse… Öte yandan suskunluk da iyi bir şey değil ve Figen Hanım haklı, tepkisini dile getirmekte. Tabii dinleyene…
Neticede; ‘Kırgın Çiçekler’, ‘Paramparça’ gibi kök salmış, güçlenmiş işlerin karşısına taze fidan misali dikilip onlara kafa tutması beklenen ‘Aşk Yalanı Sever’ de, bitti mi devam edecek mi derken, eğlenceli ve güzel içeriğine rağmen, kanal çabasına layık görülmeyen işlerden biri oluverdi aniden. Oysa biraz daha beklenip yaz dizisi kimliğiyle sokulsaydı devreye, gayet rahatlıkla kurulurdu zirveye. İnsanın olduğu gibi dizinin de kısmetsizi çıkıyor işte! Geçmiş ola…
Anibal GÜLEROĞLU