Adalet zaten hiç olmadı, ama kör topal bir hukuk sistemi vardı, şimdi o da yok!
Savcı, yolsuzluk soruşturmasında bakan çocuklarını gözaltına aldı diye, apar topar yönetmelik değiştiriliyor. Bundan gayri kaymakamdan, validen izin almadan operasyon yapamayacakmış! Polis o izni bekleseydi, gittiğinde acaba milyon liraları ayakkabı kutularında bulabilir miydi?
Bu hale getirebilmek için referandum yaptıkları Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, “bu yönetmelik anayasaya aykırıdır” dedi. Ama kim takar, Adalet Bakanı cevap verdi: “Onların açıklama yapma yetkisi yok!”
12 Eylül’de asker darbe yaptığında anayasayı ortadan kaldırmıştı. İstediğini asıyor, istediğini içeri tıkıyordu.
Şimdi durum ne? Hükümetin atadığı emniyet müdürü, savcının talimatını yerine getirmiyor. Savcı, polise gözaltı emri veriyor, polis dinlemiyor. Soruşturmayı deşifre etmekle suçladığı polis şefini ifadeye çağırıyor, o emniyet müdürü izin vermiyor.
Ünvanının önünde ‘cumhuriyet’ ibaresi bulunan Savcı “görev yapmam engellendi” diyor, Başsavcı çıkıp, “iki yıldır kafasına göre soruşturma yürütüyor, verileri sisteme girmiyor” deyip, soruşturmadan el çektiriyor. Pardon da iki yıldır siz ne yapıyordunuz? İşin ucu ‘kıymetli şahsiyetlere’ dokununca mı müdahale gereği duyuldu?
Yargıda, emniyette cunta varmış. Olabilir, hukuka uygun şekilde gereğini yapın. Yüzlerce polisin görev yeri değiştirildi, yarın hepsi mahkeme kararıyla görevlerine dönerse ne yapacaksınız?
Başbakanın başdanışmanı Yalçın Akdoğan çıkmış, “cemaat orduya kumpas kurdu” diyor. Yüzlerce asker içeri tıkılırken neredeydiniz? O kumpası gördünüz de neden sustunuz?
Bugün “inlerine gireceğiz” dediğiniz o cemaatin, Türkçe Olimpiyatları’nda tam kadro ne işiniz vardı? Madem Fethullah Gülen kumpasın başıydı, neden “bitsin bu hasret” deyip Türkiye’ye davet ettiniz?
İstifa eden Bakan Bayraktar, “her şeyi Başbakanın emriyle yaptım” diyor. Bu şartlar altında kim gidebilir bu sözlerin üstüne?
Başbakan ise olup biten her şeyi dış güçlerin kendisine yönelik darbe girişimine bağlıyor. Bir ‘faiz lobisi’ tutturmuş gidiyor. Bunları daha önce de söyledi. Biz göremedik ama bu kez ayakkabı kutularındaki milyonları da bakanın kolundaki saati de herkes görüyor.