Gerçekten de hasta sayısıyla orantısız yol alan sağlık sistemi tam anlamıyla sağlığına kavuşamamış olsa bile… Haberlerdeki tek yanlı aktarımlarla, sağlıktan sorumlu kişiler hep ve tek sorumluymuş gibi gösterilse dahi… Türkiye’nin asıl sağlık sorunu, ‘demokrasi’… Bu sağlık problemi, haksız rekabet hastalığının ateşi ve tansiyonu yükseltmesine karşın, bir nebze şifa buldu diyebiliriz. Bundan sonrası, hastalığın nüksetmemesi için harcanacak çabaya bağlı.
Peki, babamdan dolayı acil servisin can derdiyle yüklü atmosferinden takip etmek zorunda kaldığım ve Türkiye’nin sağlık sorununa ön müdahale olup bana, hüzünle karışık sevinci yaşatan Seçim 2015’in galibi kim?
Bu sorunun cevabı herkese ve her görüşe göre değişir kuşkusuz. Neticede siyaset dünyasında yenilgi olayı, kimsenin kendine yakıştıramadığı ateşten gömlek! Dolayısıyla ortalık, fırından yeni çıkmış çörek kokusu gibi taptaze seçim havasıyla kaplanmışken ve ekranlar laf ebeliğiyle doluyken biz de, gündemin ötesinde kalmamak adına, karınca kararınca ele alalım dedik.
GALİPLERDEN GALİP BEĞEN
‘Zaferin sahibi çoktur. Yenilginin ise hiç yoktur’ der bir atasözü… Nitekim mitingler, açılışlar ve hasbıhaller sayesinde işkenceye dönen ekranlardan Seçim 2015 sonrasında yapılan açıklamalar her şekilde bu sözün gerçekliğini bir kez daha hissettirdi bize. Bir şekilde galibiyet rüzgârı esti ekranlarda. Yani cümleten bir galibiyet havası sarmıştı çevremizi. Ama bir oyunda herkes galip olamaz ki! Mutlak vardır bir yenileni. Artık kim ne kadar pay biçerse kendine.
Seçim 2015’in galibi dediğimizde kuşkusuz ilk akla gelen, barajı yıkıp sadece Diyarbakır’da değil İstanbul’da da güçlü olduğunu göstererek Türkiye’nin partisi iddiasını destekleyen, 80 milletvekili sahibi HDP olacaktır. Bunu ‘ödünç oy’ söylemiyle küçümsemek de hata ayrıca.
Yanı sıra Seçim 2015’in asıl galibinin, Meclis’te yemin edip mazbatalarını aldıkları andan itibaren milletvekili emekli maaşına hak kazanan 550 milletvekilinin olduğu da düşünülebilir… Ki, şu an için 8 bin 200 TL olan emekli maaşı 800 TL alan gariban vatandaşınkine kıyasla hayli kıyak bir galibiyet sayılır! Üstelik hiç riske girmeden kazanılmış bir galibiyet.
Öte yandan 8 Haziran günü gelip çattığında, ‘8 Haziran itibariyle şunları, bunları açıklayacağım diye bir sözüm olmadı’ diyerek, politikanın ne denli ince detaylarda laf çevirme olduğunu ispatlayan ve açıklama bekleyenleri hayal kırıklığına uğratan(ben uğramadım) Bülent Arınç’ın balkondaki hüzünlü duruşuna rağmen, birinci parti olma gururunu dillendiren AKP de Seçim 2015’in galibi görülebilir. Hani tökezledik ama ayaktayız babında.
Kim bilir belki de kimilerine göre Seçim 2015’in yegâne galibi, AKP’nin çoğunluğu kaybetmesinin ardından 2.80’in üstüne çıkarak hem tarihi zirvesine oturan hem de gelişen ülkeler liginde TL’yi en çok değer kaybeden para birimi haline getirip Türkiye’yi zirveye çıkartan Dolar ve sahipleridir. Neticede birilerinin cepleri kabarıyor bu şekilde.
Bana göre ise zaten Meclis’te mevcut olan ama engelleri aşarak parti bazında bir girişle demokrasinin önünü açan HDP’nin dışında, Seçim 2015’in en popüler galibi FOX TV!
FOX, BU İŞTE USTALAŞTI!
Televizyon kanalları, izleyiciye sundukları içerik bakımından farklı türde çıkarlar karşımıza. Tematik kanallar; haber, belgesel, kültür, spor gibi sadece belli türde yayın yapar. Genel kanallar, adı üstünde… Diziden habere, yarışmadan eğlenceye her telden çalar. FOX TV, de genel kanal kategorisinde malum. Ancak Fatih Portakal’ın sabah programıyla başlayıp gelişen habercilik anlayışı, her geçen gün FOX’u genel kanal statüsünün üstüne taşımaya başladı. Her konuda halkın ve gündemin nabzını tutmayı hedefleyen Fatih Portakal’ın sohbet-yorum tarzı geliştirdiği Ana Haber’iyle tepeden inmeyen FOX, bu başarısını seçim ekranında da sürdürdü.
Seçim Kurulu’nun ileri saat dayatmasının bir noktadan sonra anlamsızlaştığı seçim ekranını değerlendirmek için diğer kanalların seçim yayını performanslarına kısaca bakacak olursak… Bu noktada kıyas için belli başlı haber kanallarından başlamakta fayda görüyorum.
Seçimle ilgili konuşmaları erken saatte başlatan ve YSK’ya seçim yasağını kaldırması için çağrıda bulunan CNN Türk’teki ‘Türkiye'nin Seçimi’ yayınında Ahmet Hakan ve Mirgün Cabas’ın yanı sıra kanalın Ekonomi Müdürü Emin Çapa’nın grafik yorumları ilk etapta ilgi çekiciydi. Zira HDP barajı konusunda, Mirgün Cabas’a seyirciden gelen ‘Ceketini çıkart, işaret ver’ türü isteklerle de renklenen yayında, yasağın kalkmasından hemen önce ufak ufak tüyolar verilmeye ve gidişatın rengi açıkça belli edilmeye başlanmıştı.
Onun ardından seçim yayınına geçen NTV’nin Erhan Ertürk’lü, Oğuz Haksever’li, Seda Öğretir ve Ahmet Arpad’lı akışı CNN Türk’e kıyasla hayli renksiz kaldı diyebilirim. Evet, muhabir kadrosu genişti ve farklı yerlerden izlenimler, canlı yayınlar sunuyordu ama izlenme tadı bakımından doyurucu gelmedi bana. Keza günlük haber sunumlarında bülteni okuma güçlüğü ve bozukluğu yaşanarak ekran karşısındaki Haber Türk’ünki de öyle.
Cem TV, Halk TV, İMC TV gibi diğer kanalların arasından 24 TV’yi, faklı açıdan bir renk olarak değerlendirirsek, seçim özel yayınını en erken saatte başlatma özelliğinin dışında genele hitap eden bir üslup yakalayamadığımı belirtmek isterim.
Dolayısıyla haber kanalları arasında Seçim 2015 başarısı yüksek olan kanal, CNN Türk! ‘Survivor All Star’ın total grubundaki birinciliğiyle bu kesim izleyicinin seçime bakış açısını gösteren genel içerikli kanallar cephesine geçtiğimizde…
Buradaki kriter en hızlı, en doğru, en gerçekçi analiz olaylarına bağlıydı. Tüm bunları izleyiciye bir arada verme iddiasıyla Seçim 2015 diyen kanal D, Cüneyt Ülsever’in sunum kozunu oynadı. Fakat AB izleyicisine çekici gelen, buna karşılık total grubuna pek seslenemeyen Kanal D’nin Seçim 2015’i bana göre eskilere kıyasla bu yıl biraz daha özensizdi.
A Haber ile ortak yayın yaparak avantaj sağlayan ATV’nin açıklama ve yorumları tatmin edici olmasa da, Cem Öğretir ve dört partili meclis olgusuna yönelik süreç izleyici ilgisini çekebildi.
Sabah yayınına Melih Altınok’la yeni bir seçenek katan Show TV, Türkiye’de ilk kez kullanılan sanal uygulamalarla gerçekleştirdiği Seçim 2015 programında Melih Altınok ve Ece Üner’in sunumu, analiz stüdyosu özellikle totale çekmeyi başardı.
Star TV’nin Nazlı Çelik’li seçim akışına şöyle bir baktığımdan çok net konuşamayacağım. Lakin kısa süreliğine de olsa yavan geldiğini ve seçim atmosferini hissettirecek bir cazibe yakalayamadığımı söyleyebilirim. Tabii herkesin tercihi değişik olabilir.
Ve FOX TV… Fatih Portakal’ın haber dili her zaman hoşuma gitmiştir. Seçim 2015 ekranında da bu hoşa gitme hali sürdü kuşkusuz. Normal günlerdeki Ana Haber kuşaklarında Cüneyt Özdemir’le Fatih Portakal arasında git gel yapmaktan helak düşüyorum ama… CNN Türk’ün başlangıç evresinden sonra Seçim 2015 ekranındaki esas tercihim haber kanallarıyla aşık atan FOX TV’den yana oldu. Sabah kuşağındaki heyecanlı konuşma üslubunu aynen sürdüren İsmail Küçükkaya’nın, bazen Fatih Portakal’ı bastırma gayretindeymiş gibi algılanmaya müsait yol arkadaşlığıyla gelişen ve herkesin anlamasına uygun grafikler-yorumlar-karşılaştırmalar eşliğinde ilerleyen yayının verdiği enerji, tam anlamıyla ‘Haber kanalı’ kıvamındaydı.
Neticede; Milletvekili seçilmişler koltuklarını riske atıp erken seçime gider mi veya partiler koalisyon yapmamakta ayak diretip bu seçimdeki halk iradesini hiçe sayar mı? Yoksa yıllar önce olduğu gibi koalisyon kurulup bir gecede yeni seçim kararı alınır mı? Oylarını kaptırmamak için azim gösteren vatandaşa rağmen sıfır şaibe demokrasisine henüz erişememiş seçim gerçeğimizde bu soruların cevapları zamanın belirsizliğinde saklı. Buna karşılık gözle görülen ve reytingle kendini ispatlayan bir belirlilik var ki o da, habercilik işinde ustalaştığını gösteren FOX TV’nin Seçim 2015’in ekran galibi olduğu! Halkın iradesine rağmen yol alınamayacağının tüm siyasilerce görülmesi temennisiyle Seçim 2015 sonuçları günlük rızkının peşinde olmanın ötesini düşünemez durumdaki insanımıza hayırlı ve de verimli olsun.
Anibal GÜLEROĞLU