Salı akşamlarına reyting ambargosu koyan Masumlar Apartmanı izleyiciyi her hafta soluksuz bir şekilde ekran başında topluyor…
Safiye’nin, Gülben’in, Han’ın ve Neriman’ın hayatı, yaşadıkları ve yaşayacakları merak konusu!
Sevgisiz ve baskıcı bir ortamda yetişen 4 kardeşin eziyete varan yaşam tarzı izlerken hepimizi geriyordur mutlaka.
Özellikle de Gülben’in!
Bildi bileli önce annesinin sonrada ablasının gölgesinde ve baskısında ezilen Gülben içine düştüğü kapandan artık kurtulmak için çırpınıyor.
Yıllarca ablasına itaat etmek zorunda kalan, kendi kişiliğini bir türlü oturtamayan hayatın zorlukları ile baş edemeyip güvenli gördüğü evinde hapis hayatı yaşayan Gülben artık yavaş yavaş bir başkaldırışta
Safiye’nin her sözünü emir gören Gülben, geçtiğimiz bölümde adeta kabuğunu kırdı ve normal bir insan olma yolunda ilk adımlarını attı.
Gülben ilk kez “hayır” demeyi başardı…
“Hayır - Hayır” o bu kelimeyi bastıra bastıra söylerken ben de şöyle düşündüm 'Şimdi yaşadığımız toplum acaba yüzde kaç bu kelimeyi söyleyebiliyor?'
Olaylar karşısında bence çok kısıtlı sayıda kişinin söylediği bir kelime ”Hayır” şöyle düşünürsek; doğduğumuz andan itibaren anne, baba, toplum baskısı ile yüz yüzeyiz. Seçim hakkımız olmadan dünyaya geliyoruz ne yaşadığımız yeri ne de yaşayacağımız kişileri seçme şansımız yok!
Büyümeye başladığımız andan itibaren annemizin babamızın toplumun yapma etmeleri ile baskılanıyoruz! Okuyacağımız okuldan tutun da, seçeceğimiz mesleğe hatta evleneceğimiz kişiye kadar bir yaptırım yaşanıyor çoğumuzun hayatında. Eğer biraz direncimiz varsa kırıyoruz bu baskıyı ve “Hayır” diyebiliyoruz ama ya diyemeyenler?!
Allah’ın bize bahşettiği ömür boyunca yaşadığı baskılara boyun eğip kaderim bu diye kabullenen mutsuz insanlar yumağı tüm dünyada dolanıp duruyor…
Gülben’in bu “Hayır”ını seyrederken belki de birçok kişi kendi hayatını sorguladı ve belki de bir başlangıç için ilk adımı attı…