Kara Ekmek'de yeni sezon mantıksızlıkla dolu!

 Birçok dizi yeni sezona başlarken başlangıç konusunu ve özünü bozan eklemelere sıkça başvurmakta. ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ ile yeni sezona hızlı bir giriş yapan  ATV’nin tatilden dönen dizisi ‘Kara Ekmek’ de böylesi bir gidişata meyledenlerden…

Anibal Güleroğlu Anibal Güleroğlu

‘Kara Ekmek’ kavgası doğruları salladı!
‘Doğruya eklediğiniz her şey, doğruluğu eksiltir’ demiş Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Rus yazar Aleksandre Soljenitsin… Bu sözün ne derece doğru olduğunu şu günlerde yaşananlar sayesinde çok canlı hissediyoruz bünyemizde. Doğruların, kafaya göre eklenen bilgilerle ve çıkarcılık yönlendirmeleriyle nasıl çarpıtıldığını… Kendi halindeki insanların ekmek kapılarının provokatör ateşiyle kavrulduğunu film izler gibi izliyoruz… Doğruları eksilterek çıkartılan yangınların gün gelip bizi de alevleriyle yutabileceği ihtimalini düşünmeden!
Velhasıl, mevcut yerlerini koruma hesapçılığıyla, doğrulara eklemeler yapıp onun özünü bozmak sadece günü kurtarmaya yarayan bir davranış. İleri aşamada neler getireceği belli olmaz. Ama ne yazık ki bu gerçeğin dikkate alındığını söylemek de pek mümkün olamıyor. Hedef kitlenin memnuniyeti yerine, hedef kitle üstünden kendini memnun etme mantığı güdüldüğünden her daim doğrulara bolca eklemeler yapılıyor.
Nitekim yeni sezona başlayarak aylar boyu ekranda kalma hesabının ötesine geçemeyenler de, başlangıç konusunu laçkaya çeviren ve yapımın özünü bozan eklemelere sıkça başvurmakta. ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ ile yeni sezonunu verimli bir biçimde açan ATV’nin tatilden dönen dizisi ‘Kara Ekmek’ de böylesi bir gidişata meyledenlerden…

BAŞARIYLA COŞUP MANTIKSIZLIKTA KAYBOLMAK…
Asiye-Semra-bebek üçgenindeki dramatik yaşanmışlığın üstünden 11 aylık zaman atlamasıyla yeni sezonunu başlatan ‘Kara Ekmek’, ayak fetişistlerini mutlu edecek bir yürüyüşün görselliğiyle açılışını yaptı. Üzerinde pahallı giysileri ve düştükçe büyüyenlerin azmiyle Asiye’nin ruhunu canlı tutan Selen’i izlerken sanki onca şey hiç yaşanmamış gibi hissettik. Çünkü onu, gayet bakımlı dış görünümüyle çelişen bir üzüntü ve öfke ataklarına sokarak karşımıza getiren sahnelerin ardından Hale-Taylan cephesine pencere açan akış, boşanma safhasındaki sadakatsizlik ve mal kapma hırsının basitliğini yansıttı bize. Böylece Hale’nin Taylan’ı tombaladan çıkan üvey kardeş Ömer ile aldatmasını gözümüze sokarak, geçen sezon Mine’ye sulanmakta sakınca görmeyen Taylan’ı bir çırpıda aklayan senaryo, aynı zamanda yeni bölümlerde mal hırsıyla yaşanacak entrikaların tatsız haberciliğini de yapmış oldu.
Evlat acısını iki kez yaşayan Hale’ye bir garip dönüşüm yaşatan bu gidişat, çatışmacılık adına diziye katkı sağlayabilir belki. Ama piyasada erkek kalmamış gibi Hale’nin Ömer’le yatağa girmesi, yalı hizmetlisi Zeynep’in muhbirliği sürdürmesi mantık adına doğru eklemeler değil. Ancak gerçek şu ki, Tuğracan’ın sünnet muhabbetini askerden dönen Ali’nin yoluna çıkan Pervin’in aşk ateşiyle harmanlayan sürecin ardından senaryonun saptığı yol bundan da beter.
Mine’nin Pervin’in çekmecesini karıştırarak mektubu bulması ve gerçeği öğrenme safsatasında insan ister istemez düşünüyor… Bakkal borcunu tahsil için ev basıp televizyona el koyacak kadar kurnazlaşan Pervin gibi akıllı bir kadın, aşk mektubunu kocasının rahatlıkla görebileceği biçimde çekmecede bırakır mı diye! Tabii ki onca insanın yaşadığı evde hiç kimse bu saçmalığı yapmaz. Ama buradan Mine’nin evden kovulmasına ve yalıya kapağı atmasına kapı açılacaksa gecekondu mahallesinde milletin gözü önünde Ali’nin koluna yapışacak kadar tutarsızlaşan Pervin de, mektubu ortalık yerde bırakır öylece. Dahası Mine’yle kavga esnasında yere düşen mektubu alma ihtiyacı dahi hissetmez. Yani uzatmalara zemin hazırlamak için doğrulara böylesi eklemeler yapmak olmuyor ki canım! Biraz mantık lütfen.
Mine deseniz, o ne afra tafra öyle? Yalıda kabak çiçeği gibi açarak alenen Taylan’a sarkan Mine’nin masumiyetinden söz etmek ne derece mümkün? Mektubu sözde babasının iyiliğini düşünerek göstermeyen Mine’nin mahalleye gelişini Pervin’in görüp diğerlerinin görmemesi ayrı komedi. Hem sahi o kavga esnasında Kadriye Hanım nasıl oluyor da duymuyor Mine’nin Pervin için söylediklerini? Senaryo ‘Duyma’ demişse nasıl duysun garibim?
Neticede; Misafir odasından yalıya konuk olup sonrasında Taylan’a yelken açması kuvvetle muhtemel olan Mine’nin yalıya aktarım süreci ve bir de bakkallığı deneyeyim babında dükkânda eğleşen Salih’in boynuzlandığını anlama evresi, kafaya göre eklemelerle yapılınca tüm bu detaylar oldukça basite indirgemiş diziyi. Başarıyla coşup mantıksızlıkta kaybolmak bu olsa gerek.

ÇETİN’LE ASİYE’Yİ KİM AYIRABİLİR DERKEN…
Yarasına tuz basmak için saçına başına ultra özen gösterip mininin de minisi kıyafetler ve ev ortamında dahi süper ökçeli seksi ayakkabılar giyme formülünü bulan Asiye’yi yalının tek kadını konumuna sokan yeni sezon başlangıcı, Asiye’nin Selen olmadığı ortaya çıkınca yasal geçerliliğinin kalmayacağını düşünmeden hareket edecek kadar cahilleşen Taylan’ın hisseleri devretmesiyle Asiye’yi her anlamda güçlendirdi. Geriye bir tek nikâh olayı kalmıştı ki, bu şartlarda Çetin’le Asiye’yi kim ayırabilirdi?
Lakin Çetin’le nikâhı oldu olacak derken yeni sezonun ilk bölümü ne yazık ki bu zevki kolay kolay bize tattırmayacağını gösterdi. Nikâh arifesinde hapishane-mahalle-tımarhane üçgeninde cirit atıp aksiyon yaşayan Asiye-Selen’e bir türlü imzayı basmak kısmet olamadı. Hoş Selen olarak yapılan nikâh da geçerli olamazdı ya… Ama burada şu hatırlatmayı da yapmakta fayda var. Sürekli gösterip gösterip çekmek bir süre sonra bıkkınlık yaratır. Üstelik böylesi anlamsızlıklarla senaryo mantığı da bir hayli zedelenir. Yani diyeceğim o ki, Asiye’nin bir an önce Selen kimliğinden kurtulması hem dizinin hem de kendi mutluluğunun hayrına. Öte yandan Selen kimliğiyle devamın tıkandığı kadar Asiye’nin ortaya çıkışının zorluğu da aşikâr! Yani ‘Kara Ekmek’ kavgasında senaryonun bir değil, bin derdi var. Kolay gelsin.

NİHAT ALTINKAYA’NIN ‘KARA EKMEK’ KATKISI
Akıl hastanesine yollanması kararlaştırılan Semra’nın bebek bilmecesiyle boğuşurken ‘Kara Ekmek’ kavgasına bir kişi daha dâhil edildi. Semra ile aynı anda sessiz sedasız biçimde hapisten çıkarak kadraja giren adam, Nihat Altınkaya’nın canlandırdığı karakter!
Uzaktan uzağa Asiye’yi ve yalıyı gözetler konumda gördüğümüz bu adamın kimliğiniyse yeni bölümün finalinde öğrendik ancak… Kiminle yaptığı belli olmayan bir telefon konuşmasının ardından yalıya bombayı bırakıp ortalığı patlatma niyetiyle hareketlenerek nikâha çomak sokan bu zat-ı muhterem, kendisini Selen’in nişanlısı Aslan olarak takdim etti. İsminin yanı sıra, Çetin ve Taylan’ın efelenmesine hayli sert tepkiyle karşılık vermesiyle de ‘ağır abi’ kadrosundan olaya dâhil olduğunu ortaya koyan Aslan Sayanlı, şu an için ‘Kara Ekmek’ senaryosunun kurtarıcısı konumunda. Dolayısıyla diziye katkısı büyük olacak.
Zira Ömer-Hale-Taylan üçgeninden heyecan adına pek bir şey çıkmaz. Elinin kolunun uzunluğuyla ve yaptıklarıyla mantık sınırlarını zorlayan, bu nedenle cazibesini kaybeden Semra’nın gücü de bir yere kadar. Gecekondu mahallesinde Ali-Pervin-Salih üçgeninden aksiyon yaratılsa dahi nihayetinde, ‘karşılıksız aşk-anlık iştah ve aldatılmış koca’ klişesi. Mine-Taylan ilişkisinden de çok şey beklememek lazım. Çünkü âşık olmadığını söyleyen Taylan, bu saatten sonra küheylan olsa ne yazar? Asiye-Çetin ilişkisini mundar edip ‘Kara Ekmek’ kavgasına can katmak için geriye kalan yegâne isim, gizemli bir giriş yapan Aslan Seyhanlı!
Anlayacağınız senaryonun bu karakteri iyi dizayn etmesi, alt metnini boş bırakmaması lazım. Aksi takdirde artistik duruşlar, hoş bakışlar bir anda koflaşıp diziyi de boşa çıkartır. Hele ki ‘Karagül’ ve ‘Kiralık Aşk’ın rekabetçiliğinde kısa sürede alta gitmek işten bile değil. Nasıl ki, senaryosunu eklemelerle ve ilave karakterlerle dahi kurtaramayan ‘Kaçak’ta olduğu gibi! Bizden söylemesi.

SELEN’İN RUHUYLA SİL BAŞTAN
Sonuçta; ‘Semra Hanım nasıl bir güce sahip ki, akıl hastanesinden Asiye’nin evdeki hallerini izleme olanağını yaratabiliyor’ sorusunu akıllara düşürecek eğreti bir yapılandırmayla yüzünü gösterip Asiye’nin bebeği ve evliliği üstüne oynayan bir sezon var karşımızda.
Dolayısıyla gayet mülayim bir kadın sıfatıyla yaratılan Semra’yı değme seri katillere ve ajanlara taş çıkartan bir kadına dönüştürerek ilk sezonu geçiren ‘Kara Ekmek’te her şey sil baştan… Bebeği, çocuk özlemiyle yanıp tutuşan Fatma’nın kucağına bırakarak bebek olayında Yeşilçam formülü uygulayan senaryo, Aslan karakterini tombaladan çıkartarak yeni sezon malzemesini de, yine geçtiğimiz dönemi dolduran Selen’in ruhundan sağlama derdinde.
Bu dert çerçevesinde yaşanacak gelişmeleri şimdiden kestirmek de mümkün gibi. Aslan’ın nikâh basıp şantajını başlatması, gücü sınırsızlaştırılan Semra’nın bir pundunu bulup hastaneden kaçmasıyla birleştirilecektir kuşkusuz. Hesapçılığını her fırsatta gösteren Ömer’le Hale de devreye girecektir. Kısacası; Taylan eliyle mali açıdan güçlü konuma getirilen Asiye ile hayatındaki sırrın yükünden kurtulma derdindeki Çetin, Selen’in ruhu üzerinden yürütülen bildik fırsatçılıktan daha çok çekecek. Biz de Özlem Yılmaz, Ushan Çakır ve Engin Hepileri başta olmak üzere tüm ekibin başarılı performansıyla ayakta kalmaya çalışacak olan sil baştan gelişmeleri izleyeceğiz. Nereye kadar derseniz…
Yapılan eklemelerle doğruların mantığı sallansa dahi, Asiye’nin atarlılığı Selen’in şantajlara fırsat yaratan ruhuyla birleştikçe ve dahi sevimli-sert ‘Aslan’ın kükremesi yeterince hissedildikçe daha çok ‘Kara Ekmek’ yeriz. Aksi takdirde bu zorlu rekabet ortamında işi zor diyerek koyalım noktayı.

Anibal GÜLEROĞLU
[email protected]
www.twitter.com/guleranibal