O Hayat Benim gelecek sezonu garantiledi

İzleyiciye ters köşe yaşatan ve gelecek sezon hangi karakterlerle nasıl yola devam edileceğine dair merakta bırakmayı başaran iki yapıma göz atacağız. Bunlardan biri ‘Arka Sokaklar’, diğeri de ‘O Hayat Benim’…

Anibal Güleroğlu Anibal Güleroğlu

Merakta bırakmayı başaran diziler

Önceki yazımızda sezon finallerinde inandırıcılıktan uzak bir tablo sergileyerek hayal kırıklığı yaratan dizilerden söz etmiştik. Şimdi de sürpriz finalleriyle izleyiciye ters köşe yaşatan ve gelecek sezon hangi karakterlerle nasıl yola devam edileceğine dair merakta bırakmayı başaran iki yapıma göz atacağız. Bunlardan biri ‘Arka Sokaklar’, diğeri de ‘O Hayat Benim’…

‘ARKA SOKAKLAR’IN FORMÜLÜ KİMİ ELEYECEK?

Ekranda en takdir edilesi dizilerin başında ‘Arka Sokaklar’ geliyor bana göre. Neden derseniz… İçeriği ne kadar çocuk oyunu gibi olay çözümlerine dayalı olsa da… Aksiyonları ne denli basit verilse ve olayların akışı mantıktan pek nasiplenmese de… ‘Arka Sokaklar’daki karakter alt yapısı, oldukça sağlam bir tablo sunuyor bize. Rıza Baba’nın çevresinde toplanan ekip, aralarından fire vermiş olsa dahi, çoban Hüsnü’den oduncu Mesut’a; lale Ali’den Aylin’e… Ve dahi çoluk çocuk cümbür cemaat ailelere… İzleyiciyi kendine bağlayan ve içerikteki olayların tüm kusurlarını görünmez kılan mükemmel bir yapılanmaya sahip. Nitekim 2006’dan bu yana 10 sezondur Kanal D’de kalması ve reytinglerde yüz güldürmesi bu sebepten. Ancak gerçek şu ki ‘Arka Sokaklar’ın başarısındaki etken sadece bu değil. Yanı sıra sezon finallerinde izlenen taktik de dizinin izleyici toplamasında etkili. Taktiğin ne olduğuysa malum… ‘Ölen kim’ merakı uyandırmak!

Artık bir ‘Arka Sokaklar’ klasiğine döndü, her sezon finalinde sevilen karakterlerin ölümle burun buruna getirilmesi. Gerçi bu yıl tam da ilginin bir parça düştüğü evrede Hüsnü Çoban’ın Azrail’le dansına şahitlik ettirildi ve birkaç bölüm bu konu üstünden kotarılarak ‘Hüsnü Çoban ölecek mi’ kaygısı vakitsiz salındı izleyicinin yüreğine. Hatta biz de bir yazıda bu konuya değinip ‘Keşke bu iş sezon finalinde yapılsaydı da gelecek sezon için merak çıtası yüksek tutulsaydı’ şeklinde görüş bildirmiştik. Meğer Hüsnü’nün devamı varmış. O iyileşti, bu kez de sezon finali nasıl getirilecek merakı sardı ortalığı. Üstelik bölüm öncesi Rıza Baba’nın cenazesini gösteren fragmanla merak iyice kamçılandı. Tam yeni sezona yatırım Rıza Baba üstünden yapılacak diye düşünürken hiç beklenmedik bir final sahnesi çıkartıldı karşımıza. Cenazenin rüyadan ibaret olduğunu gösterip Rıza Baba’yı uyandırarak sevindiren senaryo, hastanenin ortasında bir bavul dolusu bombayı patlatarak, sezon finalini havaya uçurdu.

Bu müthiş patlamanın gerek izleyici gerekse karakterler açısında büyük sürpriz olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Zira rutinini bozmayan ‘Arka Sokaklar’da diğer yıllarda gerçekleşen ölümcül sahnelerden kurtulma imkânı bir şekilde mevcuttu. Arada elenmek istenen oyuncunun canlandırdığı karakter ölüveriyordu ama diğerleri, mantığı zorlaya zorlaya sağ salim çıkıveriyorlardı. Oysa bu kez mantığı zorlamanın da ötesinde bir durum söz konusu. Güvenlik zafiyetini ispatlarcasına, sırf sırtındaki polis yeleğinin avantajıyla, elini kolunu sallayarak bombalı bavulla gelen canlı bomba, ekip ve ailelerinin tam yanlarında patlatıldı. Hastanenin dışını da etkileyen bu patlamadan sağ çıkmanın mümkünü var mıdır? Hani aileler biraz daha ötede durduğu için bir ihtimal kurtulabilirler ama… Ali, Hüsnü, Mesut adamın dibinde olduklarından ölümleri yüzde yüz! Peki, öyleyse bu sahneyi nasıl yorumlamalı?

Oyuncu eleme formülü desek… Normalde sorun çıkartanı veya kendi gitmek isteyeni yolcu etmek için şahane bir sezon finali. Lakin ekibin ortasında patlayan bomba neticesinde kimi eleyebilirsiniz ki? Hal böyleyken Rıza Baba hariç başkarakterler topluca gönderilip yeni bir ekip mi kurulmak isteniyor, diye sormak geliyor akıllara. Fakat bu durumda da ‘Arka Sokaklar’ın dibe vurması kesin!

Bununla birlikte oyuncularıyla anlaşma tazeleme evresinde böyle bir sezon finali yaratıp aba altından ‘ölüm’ göstererek işi bağlamak isteyenlerin, olağanüstü bir mantıkla hareket edip ‘Senaryonun gücü adına’ mucize kurtuluşlar yaratması da uzak ihtimal değil. Gerçi bu takdirde inandırıcılık iyice dibe vurur ama… Önemi yok. Nasılsa ‘Arka Sokaklar’ müdavimleri başkarakterler diziden gitmedikçe itiraz etmeden her senaryoyu sineye çekerler.

Öte yandan tıpkı cenaze sahnesi gibi tüm bunların rüya olma ihtimali de kuvvetle muhtemel. Ölümü halinde yaşanacakları, uykunun derinliklerindeki hayallerle gören Rıza Baba henüz uyanmamıştır ve bu bombalı saldırı da onun rüya öngörüsünün bir parçası olabilir pekâlâ. Şayet tüm ekiple anlaşmaya varılır ve sorunsuz bir sezon başlangıcı ortamı yaratılırsa, bu olasılığın devreye sokulması kuvvetle muhtemel.

Neticede; Öyle veya böyle sezonlar boyu istikrarlı biçimde ayakta kalarak alkışı hak eden ‘Arka Sokaklar’ın formülü sağlam. Bunun sayesinde, bu yıl da oyuncu elemeye ve merak uyandırmaya müsait sezon finali yaratan bir iş olmayı başardı. Dizinin selameti açısından önemli olansa, rutinleşen formülün kimleri eleyeceği konusu! Bu noktada yanlış karar vermek, sevilen-temel karakterleri devre dışı bırakmak diziyi takip edenleri kaçırır. Eğer patlamayla ekibi kökten sıfırlayıp diziyi noktalama kararı alınmışsa o da ayrı mesele. Kim bilir belki de ‘Arka Sokaklar’ ekibi de tükenmişlik sendromu yaşıyordur. Belli mi olur?

‘O HAYAT BENİM’DE SİLBAŞTAN TAKTİĞİ

FOX TV’nin uzatmalara gittikçe kendi içinde evrim yaşayarak gelişen dizisi ‘O Hayat benim’, pek çok açıdan dikkate değer bir sezon finali sundu bize. Hamdi Alkan’ın yönetmenliğinde türlü çalkantılar yaşayan… Dizinin sevilmesine büyük katkısı olan Nuran karakterini canlandıran Yeşim Ceren Bozoğlu ile yollarını ayırmanın ardından yeni gelenlerin rolleriyle epeyce mantıksızlıklar sergileyen ‘O Hayat Benim’, bu sezonu noktalarken yenisi için taptaze bir intikam ateşi yaktı. Bunu da sil baştan taktiğiyle gerçekleştirdi.

‘O Hayat Benim’in sürpriz sezon finalini değerlendirirken öncelikle dizinin, ana karakterlerini özüne döndürmesinden hoşlandığımı belirteyim. O neydi öyle? Türlü hainlik ve hilebazlıklar planlayan Efsun ile Sultan gitmiş yerlerine herkesin müşkülüne koşan iyilik melekleri gelivermişti. Rolle dalga geçer gibi dönüşüm yaşayan Arda ile vıcık vıcık aşk halleri sergileyerek inandırıcılıktan fersah fersah uzaklaşan Efsun her ne kadar Ceren Moray’ın sayesinde izlenebilir olsa da, eski halleri akla getirildiğinde yeni karakterini kabullenmek oldukça güçtü. Hülya’yı dellendiren, Arda’ya şantaj yapan, kötülükte abartıdan kaçınmayan Sultan’ın yeni karakterini benimsemek de aynı şekilde imkânsızdı. Neyse ki sezon finali akla karayı birbirinden ayırdı. Öykünün özündeki ‘hayat çalma’ mantığını yeniden devreye sokarak Efsun’la Sultan’ın yüzlerindeki iyilik maskelerini kaldırdı. Böylece yeni sezonun entrikalarına ve çatışmacılığına da yol döşedi. İşte budur arkadaş, kırk yıllık kötü olur mu iyi?

Bu yılın başrol oyuncularıyla yolları ayırma modasına uygun bir sezon finali sunan dizi, Efsun’la Sultan’ı özüne döndürmenin yanı sıra yapımlardaki iç çatışmaların senaryolar ve oyuncu değişimleri üstünde nasıl etkili olduğunu da gösterdi bize. Nasıl mı oldu? Bakalım.

Bölümler boyudur ‘O Hayat Benim’de biz en çok kimi izliyor ve konuşuyoruz? Tabii ki, Arda ile zoraki evliliğini gerçeğe dönüştürüp mutluluğunu sergileyen, birdenbire moda dünyasında yıldızlaşan, herkesin derdiyle ilgilenerek oradan oraya koşturan ve nihayetinde hamile kalıp Hülya ile de arasını düzelterek yıldızlaşan Efsun’u… Peki ya Bahar? O da var kadrajda ama her haliyle Efsun’un gölgesinde kalmış bir karakter olarak!

Yani anlayacağınız ‘O Hayat Benim’in sezon boyu parlayan yıldızı, Efsun’du. Şimdi gel de bu tablo karşısında kıskançlığa kapılıp tükenme… Mümkün mü? Değil. Öyleyse girsin devreye bir ‘Tükenmişlik Sendromu’. Nasılsa moda. Tabi bir de rol arkadaşlığıyla sevgililiğin birbirine karıştırılma halleri mevcut. Özel ilişkide sorun çıkınca role de yansıyor. Artık rolün gücü bitince ilişki de mi su koyuveriyor, yoksa diziye ilgi adına mı ilişki olayı yaratılıyor… Bilemeyiz. Bizim sorunumuz olmadığı için ilgilenmeyiz de. Ancak Atahanları bütün günahlarıyla yakmak için bit kadar yakıtla koca köşkü dört bir yandan aleve boğma becerisi sergileyen Hülya’yı canlandıran Ahu Sungur’la yollarını ayırdığı söylenen ‘O Hayat Benim’de… Ezgi Asaroğlu ayrılığını, ‘Tükenmişlik sendromu’ denilen fasa fiso bahaneden ziyade, Bahar’ın rolünün Efsun’un gerisinde kalmasına bağlamanın daha inandırıcı olacağını söyleyebiliriz. Nasıl ki ‘O Hayat Benim’ dizisi sezon finalinden çok önce bu ayrılığın belirtilerini verdi bize zaten.

Damdan düşer gibi ortaya çıkartılan Ateş’in babasının, kendi intikam almak yerine, gelininin hamileliğini düşünmeden Ateş’i kışkırtması başlangıçtı. Ateş de, sorumlu bir baba ve bir avukat olarak adalete koşmayıp Kenan’ı öldürmek için atladı arabaya, gitti köşke. Böylece Bahar’ın tükenmişliğini geliştirdi. Onun araçla gittiği mesafeyi hamile haliyle dakikasında koşarak aşan ve Ateş’i eliyle koymuş gibi bulan Bahar ise polise haber vermek yerine silahı kapıp Kenan’ı tam isabet vuruverdi. O kargaşayı seyretmeyi tercih eden güvenlikçi de telefonuna kaydedip Bahar’a hapishane yolunu açıverdi. Sonrasıysa, Ezgi Asaroğlu’nun gidişinin davul zurnalı habercisi. Bahar’ın anlamsızca Efsun’u iterek onu gebeliğinden edip bir daha çocuk yapamaz hale getirmesi ve Kenan’ın hastaneden rahatça kaçırılması Bahar’da, bahar temizliği için malzeme yaratma aşamalarıydı. Bu süreci noktalamak için yüzüne kezzap attırmaksa, yeni oyuncu için akıllıca bir yol oldu! Yoksa oyuncu değişimi nasıl kabul ettirilirdi?

Şimdi kimileri Ezgi Asaroğlu’nun gidişinden hoşlanmayabilir. Lakin bu tarz sezon finalinin yaratacağı gelişmeler monotonlaşan diziye heyecan katıp ilgiyi daha çok artıracaktır. Bu bölüme dek hep ağlar suratla ve hakkını aramaktan aciz bir biçimde karşımıza çıkartılan Bahar, yeni dönemde yüzünü plastik ameliyatla düzelttirmiş biçimde yeni oyuncuyla huzura gelirken, kendinden çalınan hayatları geri kazanmak için ‘O Hayat Benim’ mücadelesini de tam anlamıyla başlatacaktır. Dolayısıyla yepyeni bir Bahar’la yola devam etmek, bu karakteri daha fazla devreye sokup cazipleştirecek. Yeter ki gelen, gideni aratmasın.

Hülya ve Bahar’ı canlandıran oyuncuların sezon finalindeki sürprizlerinin dışında ‘O Hayat Benim’de açığa çıkan bir diğer merak uyandırıcılık, Arda-İlyas-Ateş üçlüsünün Kenan’dan selamla yaşadıkları trafik kazasının sonucuna dair… Ateş’in ne denli beceriksiz bir sürücü olduğunu ve kiralık arabaların hız yapma konusunda hurda bir kamyonetten dahi geride kaldıklarını gösteren bu müthiş(!) kazada kim ölecek, kim kalacak? Ateş, hiç olmaz. Çünkü hem Bahar’ın, hem de kendi ailesinin intikamı orta yerde duruyor. Kamera arkası olaylar devreye girerse, Arda da ölebilir tabii… Ama o olmazsa Efsun kaçırdığı bebeği nasıl evlat edinebilir? Üstelik onun ölümü Efsun’u girdiği kötü yoldan da döndürebilir. Bu durumda dizinin uzaması için gerekli olan ‘sil baştan formülü’ de sıfırlanır. Hem ileride Arda-Zeynep ilişkisi çıkması bile olası. Geriye İlyas Bey kalıyor. Sırları ifşa olan, aşkta da dikiş tutturamayan İlyas Bey’in eski fonksiyonunu yitirdiğini düşünürsek… Şimdiye dek gayet başarılı bir performans sergileyen Süleyman Atanısev’e veda etme ihtimali daha akla yatkın. Hem bir bakmışsınız üçü de takla atıp yanan araçtan sağ çıkabilirler. Ya da üçü birden ölür, Efsun’a da Bahar’a da daha çok intikamcılık gerekçesi doğar. Neden olmasın?

Sonuçta; Kim ne derse desin yaratıcılıkta sınır tanımayan ‘O Hayat Benim’ sezon finalindeki taktikle gelecek dönemi de garantilemiş durumda. Babası yaşındaki Mehmet Emir’i kafesledikten sonra hırslı kadın tavırları ve mahkemedeki kıpkırmızı elbisesiyle hem Mehmet Emir’in hem de Atahanların yeni belalısı olacağı yönünde gayet net belirti veren Cemre’yi sivrilterek Ceyda Ateş’i öne çıkartan… Bebek yoluna haybeye harcanma konumuna düşen İsmail’i öldürüp Cem Kılıç’la yollarını ayıran… Onun yerine oradan oraya sürülen Ömer komiseri getirip Deniz Celiloğlu’nun polisiye performansını izleme keyfini bir kez daha yaşatan… Müge ile Cemal’i mantıksızca yakınlaştırıp evlilik yoluna sokan… Aşk kelebeğine dönüşen Efsun’la, Hodor kılıklı Macit mağduru Sultan’ı yeniden kötü kişi yapan… Ve büyük ihtimal temyizde paçayı sıyıracak Bahar’ı yepisyeni yüzle intikam yolunda daha istikrarlı biçimde yürütecek olan ‘O Hayat Benim’in bu yaratıcı sezon finalinin ardından bize ne gibi sürprizler sunacağını merakla bekliyoruz. Umudumuz yeni gelişmeler planlanırken kişisel çatışmacılıkların ve mantıksızlıkların minimumda tutulması! O da olur inşallah.

Anibal GÜLEROĞLU

[email protected]

www.twitter.com/guleranibal