Karman çorman bir yazı arkamızda bırakırken yeni dizilerin heyecanı sardı televizyon âlemini. Gerçi şimdilerde yaz yapımlarının eskiye oranla daha özenli hazırlanıp sezonda yer kapmayı hedeflemesi ve sezon ortasında bile zırt pırt yeni dizilerin ekrana çıkartılması yüzünden yeni sezon kavramı eskisi gibi ağırlık taşımıyor ama…
Yine de sıfır kilometre yapımların tutup tutmayacağı merak konusu oluyor haliyle. Hele bir de bu diziler, ekranın iddialı yüzlerini barındırıyorsa ve maliyetleri yüklüyse ister istemez dikkatler, yenilerin performanslarına ve alacakları reytinglere yöneliyor. Dizilerin bu sonuçlarını belirleyecek en önemli etkense kuşkusuz yapımların kalitesi. Ancak yayın günlerindeki sıkışıklık durumu da hatırı sayılır oranda etkili olmakta.
Şimdi hal böyleyken yeni sezon yapımlarına bakacak olursak… Pazartesi’nin dizi trafiği yine oldukça yoğun. Hani ışığı gören çıkmış derler ya… İşte o hesap. Star’la ATV’nin egemenliğini kırmak için diğer kanallar da atağa geçmişler. Geçen sezondan devredenler; Star’ın ‘Paramparça’sı, ATV’nin Kırgın Çiçekler’i… Yazdan sezona sarkanlar; FOX’un ‘Hayat Sevince Güzel’i ve TRT 1’deki ‘Hangimiz Sevmedik’… İlk kez görücüye çıkacak olanlar da Kanal D’deki ‘Babam ve Ailesi’ ile Show’daki ‘İçeride’…
Peki, bunca yapım arasında Pazartesi’nin en şanslı dizisi hangisi olur? En net cevabı diziler birkaç bölüm yol aldıktan sonra vermek mümkün. Buna karşılık dizilere eskiden yeniye doğru kısaca göz atarak ihtimal değerlendirmesi yapmakta da bir sakınca yok. Hadi bakalım…
‘PARAMPARÇA’ YİNE İŞ YAPAR MI?
Gülseren’in ardından Ayşe’yi de öldürerek Erkan Petekkaya’nın canlandırdığı Cihan karakterine kadın dayanmayacağını gösteren ‘Paramparça’, bütün karakterlerinin hayatlarının paramparça olduğu bir bölümle ikinci sezon finalini gerçekleştirmişti. Cihan sevdiği kadını kaybetmenin acısını bir kez daha yaşarken Dilara da, Harun’un teyzesi Maide’yle birlik olup kendisini kandırdıklarını düşünerek sevdiği adamdan bir kez daha uzaklaşmaya karar vermişti. Hazal’ın yüzüğü parmağına takma hevesiyle koştuğu Özgür’ü bıçaklaması, Cansu’nun Deniz’le jet evliliğinin şoku derken… Geçmişin gerçeklerinin ortaya çıkması ve Rahmi’nin köşeye sıkışması… Üstüne de Deniz’in mekânındaki çatışma… Sezon finalinin ardından da yazdığımız gibi ‘Paramparça’ tam anlamıyla parça pincik olmuştu. Dolayısıyla karakterlerin nasıl bir gelişim göstereceği sorusu da akıllara takılmıştı.
Ancak maşallah yeni sezonun fragmanları bu merakı epeyce geri çekti. Herkesin hayatından memnun olduğu atmosfer bize gösterdi ki, ‘Paramparça’nın yeni sezon başlangıcı ters köşe yaptıracak bir sürpriz sunmayacak. Tabii Hazal’la işbirliğine girişecek olan Mine Tugay’ın canlandırdığı karakterin yaşatacakları dışında… Ki, dizinin bu yönlerini de sezonunu başlatınca değerlendireceğim.
Kısacası; İsveç’in ulusal kanalı SVT 2’nin prime time kuşağında 20 hafta boyunca her akşam ekrana gelerek, İsveç’te 100 bölüm yayınlanmış ilk dizi unvanını alıp başarısını uluslararası alana taşıyacak olan Endemol Shine Türkiye imzalı ‘Paramparça’, tanıtımıyla işin sürpriz tadını bir parça kaçırmış olsa bile Cihan-Harun-Dilara başta olmak üzere tüm karakterleri ve Maide’nin intikam hırsıyla renklenecek içeriğiyle, Pazartesi gecesi için tercih edilme olasılığı yüksek bir dizi konumunda! Geçmişten gelen alışkanlık avantajının yanı sıra özetsiz, direkt yeni bölümle sezonu başlatması da yeni dizilerle rekabette olumlu bir ayrıntı. Yeter ki senaryo yorgunu olunmasın.
‘KIRGIN ÇİÇEKLER’DE KALAN SAĞLAR BİZİMDİR
Geçtiğimiz sezonu kanlı bitiren dizilerden olan ‘Kırgın Çiçekler’, tüm kızların karın bölgesinden vurulduğu hayli düşündüren ayrıntılarla dolu bir final sahnesi yaratarak girmişti yaz tatiline. Kim öle kim kala, dedirten bu sahnenin tüm saçmalığına karşın yeni sezon için merak uyandırdığı kesindi. Yani izleyicinin ‘Acaba kimler yaşıyor’ diyerek yeni sezonun ilk bölümüne atlamaları kuvvetle muhtemel.
Nasıl ki, ‘İçimizden biri ölecek’ diyen kızların hastane hallerini ve tabutu gösteren ilk bölüm fragmanının merakı sürdüren türden gelmesi de, sezon başlangıcı için diziyi öne geçirdi. Öte yandan kalan sağlar bizimdir havasında yeni sezonunu başlatacak olan ‘Kırgın Çiçekler’in yarattığı dramatik atmosferle sezon boyu başta yer almayı becermiş olması, ‘yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır’ mantığıyla eşdeğer. Dolayısıyla, diziyi yine Pazartesi’nin favorisi olarak görmek hata olmaz. Göreceğiz.
‘HAYAT SEVİNCE GÜZEL’ AMA NEREYE KADAR?
FOX’un yaz aylarında Pazartesi ekranında söz sahibi olmasını sağlayan ‘Hayat Sevince Güzel’, kuşkusuz eğlenceli ve Halil Dede’nin sözleriyle ara ara duygulandırıcı bir yapım. Özellikle kız kardeşlerin performansı dizinin en eğlenceli kısmı! Ancak yaz aylarında Ege işi şiveli komedileri tercih eden izleyicinin kış için daha ağır yapımlara yöneldikleri ve çatışmacı-ağlamaklı işleri baş tacı ettikleri de bir gerçek.
Bu nedenle, Savaş’la Barış arasında sıkışıp kalınca Savaş’tan yana ağırlık koyan Zarife kızın işi yaz aylarındaki kadar kolay olmayacak. Elbette ki izleyicisi tümden terk etmeyecektir ama yazın bereketinin bulunmayacağı da kesin. Hal böyle olunca FOX’un, gerilere düşen yapımı ekranda nereye kadar tutacağı sorusu çıkacak ortaya. ‘Hayat Sevince Güzel ama nereye kadar’ sorusunun cevabı da, ‘Familya’yı Salı’ya koyarak haftayı dolduran kanalın yeni bir yapım bulmasına kadar! Tabii dizinin getirisinin beklenenden çok düşmesi durumunda Pazartesi’nin sinemayla doldurulması da mümkün. Bunun çok örneğini gördük FOX’ta…
‘HANGİMİZ SEVMEDİK’E İVME GEREK!
Konusunu, darbeyle dağılan bir ilişkinin temelinden yükseltip darbe kalkışmasının yaşandığı 15 Temmuz’da ekrana gelme bahtsızlığı yaşayan ‘Hangimiz Sevmedik’, Itır ile Tarık’ın birbirlerinden evliliklerini saklama çabalarının yanı sıra Münir ve Adile’nin didişmelerini ve dahi Ayşen ile Şener’in kandırmacalarını da Yeşilçam filmi tadında işleyen bir dizi.
Buna karşılık ilginç olan bir reyting sıralamasına sahip olduğunu belirtmek isterim. Bu tarz bir içeriğe toplam izleyici kesimi, AB grubundan daha az ilgi göstermekte. Demek ki, total gruptakileri çekmek için olanın ötesinde bir şeyler sunmak gerekiyor. Kısacası; BSK yapım imzalı dizinin içeriği, yarattığı nostalji ve mahalle yaşamıyla tam aile işi ama rakiplerine yenik düşmemek için temposuna biraz ivme kazandırması, tekrarlara düşmemesi gerektiği de aşikâr. Aksi takdirde ajitasyonda tavan yapmaya odaklı rakipleri karşısında eli iyice zayıflar.
‘BABAM VE AİLESİ’NDE İŞLER BİRAZ ZOR OLABİLİR
‘Bir aileyi aile yapan nedir’ sorgusuyla yüzünü gösteren tanıtımından anlaşıldığı üzere Kanal D’nin yeni dizisi, ‘Bunu ben seçmedim ama biz yaşadık’ diyen bir adamın, ötekiyle-beriki arasında kalma halleri ve yaşanan kaza sonucu öteki oğuldan istenen fedakârlık üstünden yol alacak bir yapım. Bir gün herkesin gerçeklerle yüzleşmek durumunda kalacağını, sevgi-sadakat-fedakârlık üçgeninde ele alacak olan ‘Babam ve Ailesi’nde iki farklı ailenin ‘baba’ noktasında kesişen yollarını izlerken ilgiyi tavan yaptıracak neler bulabiliriz peki?
Bülent İnal’ın olgun dinginliğindeki Kemal’in ikili yaşam çabasını mı? Ayça Bingöl ile Ceyda Düvenci’nin, Nilgün ve Suzan olarak, aşkla annelik arasında gel git yaşayan ruh hallerini mi? Mert-Çiçek, Kadir-Hasret kardeşlerin aynı şartlarda yaşamama tartışmacılığını mı? Kadir’in Mert’i kurtarmak için yapması istenen fedakârlığını mı? Yoksa aile çatışmacılığı arasında nefes nefese kalan senaryo yan konularla bize ne verirse mi?
Gerçek şu ki, özünde ilgi çekebilecek dramaya sahip bir öyküsü var ‘Babam ve Ailesi’nin. Yani ilk etapta parlayabilir. Ancak bu konunun klişelerle yüklenip iç bayma ihtimalini de göz ardı etmemek lazım. Şayet bütün sermaye bir çırpıda tüketilip sonradan bayatlıklar sergilenmeye başlanırsa haftalar ilerledikçe baştaki performansı veremeyebilir. Anlayacağınız ‘Babam ve Ailesi’nde işler biraz zor olabilir. Yine de asıl yorumu zamana bırakalım diyorum.
‘İÇERİDE’NİN İÇİNDEN NELER ÇIKARTACAĞI ÖNEMLİ!
Bu aralar Show TV’nin ekrana taşıdığı diziler iyi iş yapıyor. Belli ki şeytanın ayağı kırılmış. Maşallah diyelim ve aynı performansı yeni sezonda da gösterilmesi temennisiyle ‘İçeride’nin başarı olasılığına geçelim. Kaçırılma suretiyle yolları ayrılan, babaları hapisteki ikiz kardeşlerin birbirini bulma hikâyesinin ağırlığı, polis ve suç dünyası. Öyküye baktığımızda, bu dizi de gelişime gayet açık görünmekte. Sarp’ı ne olursa olsun düşman gören Mete ile ‘Kimsenin adamı olmadan’ polis olmayı hedefleyen ama haksızlıklar sonucu bu arzusunu gerçekleştiremeyen Sarp… Ara yerde de yardımsever Melek! İşte bu Melek, işin püf noktası. Çünkü bu karakterde dengenin iyi gözetilmesi gerek. Şayet gereğinden fazla devreye sokulursa, dizinin ciddi noktalara değinebilen polisiye-suç yapımı olmasını engelleyip klişe aşk üçgenine dönüşmesine sebep olabilir. Öte yandan ‘Evlat’ diyerek elleri kelepçeli biçimde yüzünü gösteren Çetin Tekindor’la elini güçlendiren dizinin aşkı ötelemesi halinde özellikle genç kızları kaçırması da muhtemel.
Diyeceğim o ki; Çağatay Ulusoy ile Aras Bulut İynemli’yi aynı projede buluşturma fikriyle ilk avantajı yakalayıp oyuncu fanlarını iştahlandırmak akıllıca. Bu ikiliyi Çetin Tekindor, Mustafa Uğurlu ve Rıza Kocaoğlu gibi ustalarla desteklemek de artı puan. Dahası bu özellikleriyle Pazartesi’nin zirvesi için çekişmesi de yabana atılacak bir olasılık değil. Lakin nihayetinde başarının kalıcılığı için ‘İçeride’nin içinden neler çıkartacağı önemli! Dişe dokunur bir konu gelişimi sağlanamazsa Çağatay Ulusoy ile Aras Bulut İynemli ikilisi bile kısa sürede foslaşır.
SONUÇTA; Bütün ağır topların sahneye çıkmaya hazırlandığı bu sezonda her yapımın işi zor. Zira şartlar aşağı yukarı aynı gibi. Altı dizinin canla başla rekabet edeceği Pazartesi için de durum az çok böyle. Dizilerin dışında bir de TV 8’in ‘Rising Star Türkiye’si var ama… Yaz boşluğunda bile mevcut dizilerle ciddi bir rekabetçilik sergileyemediğinden onu bu yarıştaki kıyaslamaya sokmamayı, sadece dizi bazında yorum yapmayı tercih ettim. Benim görüşüme göre de ilk sıra için kapışacak diziler, ‘Kırgın Çiçekler’ ve ‘İçeride’! Hepsinin de yolu açık olsun, hak eden kazansın diyelim.
Anibal GÜLEROĞLU
www.twitter.com/guleranibal