Poyraz Karayel’e acil müdahale şart

‘Poyraz Karayel’in acilen ciddi anlamda yeni bir devir başlatması lazım. Sinan’ın başına gelenler bir kırılma yarattı. Ancak burada yaşanacakların da, suikast olayındaki gibi eliyle koymuşçasına çözüme bağlanmaması lazım. Allah aşkına neydi o öyle?

Anibal Güleroğlu Anibal Güleroğlu

Poyraz Karayel’de neyi kasıyonuz agaaa?

Sonbaharın iyiden iyiye yüzünü göstermesiyle birlikte kanalların yeni sezon atakları da hızlandı. Bir yandan yepyeni yapımlar izleyiciyle buluşmak için hazırlıklarını sürdürmekte. Bir yandan da yazdan arta kalan dizilerin kaderini etkilemeye müsait eskilerin dönüşü yaşanmakta. Nitekim Yaz’ın Öyküsü’nü kestirmeden finale yollayıp ilk kurbanını veren ve onun yerine Kalbim Ege’de Kaldı’yı geçirerek hafta içini yeni yapımlara müsait hale getiren Kanal D’nin ‘Poyraz Karayel’i de çıktı meydana. Hem de yeni bir hayat, yeni umutlar, yeni düşler vaadiyle… Haydi hayırlısı diyeceğiz de…

Geçtiğimiz sezona damgasını vuran dizilerden biri olan ‘Poyraz Karayel’in bu vaatlerini yerine getirebilmesi için içerikteki her şeyin dönüşüme uğraması, karakterlere yepyeni yol haritalarının çizilmesi lazımdı. Peki, hapisteki Sema’ya, Bahri Baba’yı ve ailesini kurtaracak anahtarı yollayıp silahını ve rozetini geri kazanan Poyraz ve diğer karakterler yeni sezonda farklı bir tablo çıkartabildiler mi karşımıza? Sezon açılışına bakarak kritiğini yapalım.

YENİ HAYATLAR VE HEYECANLAR BULABİLDİK Mİ?
‘Neyi aradığımızdan çok nerede aradığımız önemlidir’ diyen dervişin masalıyla geçen sezonu noktalayan ‘Poyraz Karayel’, kimi diziler gibi patlamadan çatlamadan medet uman final bölümü yaratmak yerine karakterlerin yaşamlarındaki değişimi yansıtan doğal bir süreç sergilemişti. Baştan itibaren Poyraz’ı bize sevdiren şiir gibi konuşmayla, arananın bulunması için doğru yere bakılmasını öğütleyen senaryo, sürpriz veya merak yaratma kaygısına düşmeden, her şeyi akışına bırakmıştı sanki.

Doğal olan da buydu aslında.

Adil Topal dosyasının peşine düşen Ufuk ve Ninja kılıklı adamlarıyla yeni sezonun aksiyon haberciliğini yapan bölümde, Poyraz’ın kendisini uçaktan indirmesini hayal eden Ayşegül meçhule uçuvermişti. ‘Hepsi manyak bunların’ diyerek içinde bulunduğu duruma tepki gösteren Poyraz, Adil Topal eliyle ölümden kurtulmuştu.

Bahri Umman ve mafyatik ailesi fedakarlığa soyunan Saffet için dramatik sahne yaratılsa da nihayetinde ölmeyeceği belliydi. Dahası Bahrigillerin hapisten kısa sürede çıkacakları da kesindi.
Kısacası ‘Poyraz Karayel’in yeni sezon için iddiası, şok edici gelişmelerden ziyade tamamen yeni ilavelere ve karakterlerin kişilik değişimlerine bağlıydı. Dolayısıyla ben de Poyraz’ı topun içinden çıkartarak ‘bomba gibi sezon’ mesajıyla, ‘topun ağzında’ olmak arasında çelişkili hale gelen yeni bölümü bu beklentiyle izlemeye başladım.

Kendisine iyi olup olmadığını sorma nezaketi gösteren kadını tersleyerek, ilk andan itibaren karakterinde hiçbir değişim olmadığını gösteren Poyraz tüm ukalalığı ve serseriliğiyle yine karşımızdaydı.

Göreve dönüşüyle daha bir özgüven kazanan ve ayrılıktan 97 gün sonra hala Ayşegül’ü arayan Poyraz, Fikirtepe üstünden fikir jimnastiği yapıp ufaktan laf çakarken bizi Sakız Adası’nın panoramik turuna götüren akış, Ayşegül kızımızı da tüm tazeliği ve Poyraz korkusuyla eski tas eski hamam daldırıverdi yeni sezona. Baştan itibaren Poyraz’la sürtüşmekten bıkmayan Ayşegül, ondan kilometrelerce uzakta bile kendi ruh halinde yaşıyordu Poyraz kavgasını.

Yani tıpkı Poyraz kanadında olduğu gibi Ayşegül cephesinde de değişen bir şey yoktu.

Fırat Çelik tarafından canlandırılan Mete karakterini devreye sokmanın ve Arrialexa, + Gopro ve + Fly cam gibi son sistem teknik malzemelerin kullanıldığı Zodyaklı baskın sahnesinin şovu dışında ‘Poyraz Karayel’e katkıda bulunacak bir heyecan çıkartamayan Sakız Adası’ndan İstanbul’a çok çabuk dönüş yapan senaryo, bana göre bu safhayı fazla aceleye getirmiş. Poyraz’ın nasıl kırmızı bülten çıkartabildiği de ayrı bir konu.

Öte yandan hapishane koğuşunu özel süit haline getirip gırgır şamata çiğ köfte yoğurarak bunalım takılan ve babalığın hapiste ne denli işe yaradığını gösteren Bahri Baba ile tayfasında da herkes aynı havada. Adil Topal muhabbetinin ve ne hikmetse vaktinden önce doğum yaparak diziye bir can kazandıran Songül’ün dışında bu kesimden de yeniliğe yönelik dişe dokunur bir umut bulunmamakta.

Anlayacağınız bu durumda ‘Yeni bir hayat; yeni düşler, yeni umutlar demek’ sloganıyla iddiasını büyük tutan ‘Poyraz Karayel’in şu aşamada kendini tekrarlayan karakterlerle sergilediği tablo, gelişim merakı adına pek iç açıcı olamadı ne yazık ki! Yeniliğini çok kısır bırakan sezon başlangıcı için en iyi yorum, hapislik ve yaşam üstüne ahkam kesen Bahri Baba ve efradına cevap veren Sefer'den gelsin… Neyi kasıyonuz agaaa?

İKİNCİ POYRAZ DEVRİ BİZE NE GETİREBİLİR?
‘Ben kendi hayatımdan çıktım, sen benim hayatımdan çıkmadın’ diyen Ayşegül ile ‘Poyraz Karayel öldü. İkinci Poyraz devri başladı’ diyen Poyraz’ın arasına kara çalı gibi girerek aşk üçgenini başlatan Mert’i, Umman Ailesi’ni hapisten kurtarıp eski tanışı olan Bahri’nin hoşuna giden başarılı avukat pozisyonunda olaya dahil eden senaryo, ikinci Poyraz devrinde bize ne getirebilir derseniz… Bu noktada her şey öncelikle ‘Ayşegül bulunacak, kaldığı yerden devam edilecek’ diyen Poyraz’a bağlı.

Şayet Bahri Baba’ya sevgisini tekrarlayıp af dileyen ama yine kovulan Poyraz, ‘Poyraz Karayel mağdurları derneği’ kurmasını tavsiye ettiği Ayşegül takıntısını askıya alıp başka sulara yelken açarak bambaşka bir Poyraz karakteri çizmeyi başarırsa, dizi de kendini tekrarlamaktan kurtulmuş olur. Aksi takdirde birkaç espri, taş vurma ve bolca ukalalıkla yol alan Poyraz’ın yeri geldiğinde sert konuşmasıyla bir hayli yorucu olan Ayşegül’le ilişkisi bir süre sonra ikinci Poyraz devrini çekilmez kılar. Duvarda da yazdığı gibi… Bırak imkansız kalsın be Poyraz.

Bunun için ‘Poyraz Karayel’in acilen yön değişmesi ve ciddi anlamda yeni bir devir başlatması lazım. Sinan’ın başına gelenler bir kırılma yaratmaya müsait. Ancak burada yaşanacakların da, suikast olayındaki gibi eliyle koymuşçasına çözüme bağlanmaması lazım. Allah aşkına neydi o öyle? Bütün teşkilat durmuş, bir tek keskin göz Poyraz tetikçinin nerede olduğunu tespit ediyor ve vinçle havalanıp vuruyor. Sonra da polis memuru kahraman olarak çıkıyor haberlere. Sözde Poyraz Karayel olayların perde arkasında kalıyor. Palyaçolar yer mi bunu? Yemez. Yemediklerini de finaldeki çocuk oyunu şeklindeki baskınla gösteriyorlar zaten.

Aksiyonu bu kadar minimalize etmek, dahası karikatürleştirmek bütün gücünü Adil Topal gizeminden almak durumunda kalan dizinin elini zayıflatır. Hoş gizem de kalmadı ya ortada. Bahri Umman’ın imam babasını husumetle öldüren kardeşlerin hayatta kalanı olduğunu öğreniverdik çabukça. Adil Topal’ın adamı Ufuk’un Bahri’nin uyuşturucudan ölen oğluyla bağlantılı olduğunu da biliyoruz. Geriye aksiyon gizemi olarak ne kaldı? Bilgisayar korsanı misali tepedekilere mesaj yollayıp bir de tarih vererek ‘Bekleyin’ diyen ideolojisiz anarşistler!

Sonuçta; Palyaçonun silahından çıkan kurşunlarla adeta Ahmet Kaya’nın ‘Ay Gidiyor’ isimli parçasıyla iyice duygusallaşan bölüm sonunu işaret ederek başlangıcını yapan… Umman Ailesi’nin reisi olarak Sadreddin’i işaret edip koltuğu devreden Bahri’nin ‘Sado Baba’yı yarattığı ‘Poyraz Karayel’, final bölümü hariç yeni sezonuyla pek fırtına gibi esemedi.
Ancak henüz her şey bitmiş değil. Dahası ‘Her şey henüz başlıyor’ da diyebiliriz. Bu nedenle kestirip atmak yanlış olur. Ayşegül’den derin yara alan Mert’in gösterişli girişinin dışında Sefer ile Sema’nın silahlı-yüzüklü ‘Oha’ dedirten romantizmini, bıyıklı beyefendi İsa’nın ‘‘Orta Asya’dan nasıl geldik’’ ödevine cevaben Poyraz tarafından uydurulan Göktürk şiirini renklilik aracı olarak kullanan dizinin, yeni sezonun vurucu detayı olan ‘babalık’ üstünden çatışmasını geliştirmesi kuvvetle muhtemel. Aylar sonra ortaya çıkan ‘kısırlık’ gerçeğiyle Sadreddin’in babalığının şaibeli hale getirilmesi aile içi olayları tetiklerken, Sinan’ın bir garip biçimde vurulması da, yaralı olarak kurtulması büyük ihtimal olsa dahi, babalık acısının yaratacağı intikamcılıktan yepyeni bir Poyraz doğurabilir. İlaveten Özkan Uğur’un canlandıracağı Adil Topal da yüzünü gösterirse, babaların ortalıkta cirit atacağı ‘Poyraz Karayel’, ikinci devrinde de epeyce iş yapabilir. Yeter ki ‘Diriliş’in gücü ve yenilerin avantajları akıldan çıkarılmadan mantıklı-yenilikçi bir senaryo gelişimine gidilebilsin. Aksi takdirde babalara gelmek ihtimal dahilinde! İsa’nın ödevlerinden, ilk devirde olduğu gibi yine daha dişe dokunur mesajlar bekliyoruz diyerek koyalım noktayı.

Anibal GÜLEROĞLU
[email protected]
www.twitter.com/guleranibal