Eski ortaklar fena bozuştu. Şimdi birbirlerine ‘darbeci’ ve ‘hırsız’ diyorlar.
Birlikte hüküm sürdükleri uzun yıllar boyunca kandırıldıklarını, karşı tarafın kendilerini aptal yerine koyduğunu iddia ediyorlar.
Biliyorsunuz eski dostların en önemli özelliği din, iman, müslümanlık söylemi.
Hal böyle olunca, aklıma bir Bektaşi fıkrası geldi.
Ayyaş, hırsız, ali kıran baş kesen Hamdi mahallenin belası imiş.
Fakirin ekmeğini elinden alır, sarhoş olup eşini döver, çocuklarına içki parasını karşılasın diye sokaklarda dilencilik yaptırırmış.
Sonunda o da her fani gibi rahmetli olmuş. Cenaze namazı kılınmış.
Namazdan sonra imam sormuş: Merhumu nasıl bilirdiniz?
Kalabalıktan iyi bilirdik, iyi insandı, kimseye kötülüğü olmadı sözleri yükselince Bektaşi dayanamamış:
-Bizi neyse de Allah’ı da aldatmaya yelteniyorlar...
Eyvallah hadi eski ortağınızın kurmaca davalarından, sahte delil uydurmalarından, hırsızlıklarından, yolsuzluklarından haberinizin olmadığını bu halka inandırdınız, peki o kadar din, iman, islam dedikten sonra ahiret, cehennem-cennet inancınızı da mı yitirdiniz?
***
Gülen Cemaatine yönelik 14 Aralık operasyonunun en ilginç ve sürpriz tarafı 'suç ve delil uydurdurmak', 'kumpas kurmak' suçlamalarının kamuoyunda çokça tartışma konusu olan Ergenekon,
Balyoz, Oda tv, Poyraz, Şike, Askeri Casusluk vs. Davalarındaki sorunlara, itirazlara değil de pek de kimsenin bilmediği Tahşiyeciler operasyonu mağduru birisinin dilekçesine dayandırılması.
Davanın tek müştekisi Tahşiye Yayınevi'nin sahibi Mehmet Nuri Turan. Şöyle diyor Turan: "24 Nisan
2009'da Emniyet İstihbarat Şube Başkanı Ali Fuat Yılmazer bizim hakkımızda bir rapor verdi emniyet müdürlüğüne. Bizlerin El Kaide, Hizbullah ve İBDA-C'yi desteklediğimize dair bir rapordu bu.”
Kimse Tahşiyecilerle ilgilenmedi derken bir kişinin hakkının yemeyelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı Yiğit Bulut olayı kaçırmamış.
Ne demiş Yiğit Bulut? Bu arkadaşları cemaat mağdur ediyor, haksızlık yapılıyor, kınıyorum mu demiş?
2010’da yayımlanan ‘Sansürsüz’ programında Tahşiyecilere yönelik operasyonu işlemiş, Tahşiyecilerin liderini El Kaideci ve terörist ilan edip, grup hakkında ise "İslam, bu El Kaidecilerden kurtarılmalı" demiş..
Bulut orada da kalmamış "Bunlar 'Peygamberi referans göstererek insanları adam öldürmeye çağırıyor. Bizim İslam dinini bu adamlardan kurtarmamız gerekiyor" diye devam etmiş.
İşte Cemaat operasyonu şimdinin Cumhurbaşkanı Danışmanı Yiğit Bulut’un terörist, El Kaideci ilan ettiği bu örgütlenmenin şikayetine dayandırılıyor!
****
Öte yandan insan hakları, özgürlükler, adil yargı yerlerde sürüklenirke, AKP eski ortaklarını bile darbeci-düşman ilan ederken, farklı fikirlere tahammül daraldıkça daralırken en soldakiler ne yapıyor diye bir bakmadan edemiyor insan.
Evet onlar da bu ara çok meşgul. Geçen hafta Orhan Pamuk’u Boğaziçi Üniversitesi’ne sokmamak için büyük bir çaba gösterdiler ve başardılar!
Evet yanlış duymadınız, memleketin tek Nobel ödüllü yazarı Orhan Pamuk kendisine Komünist diyen gençlik örgütleri tarafından tehdit edilince Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi’nin açılışına gidemedi. Biliyorsunuz Pamuk 1.5 milyon Ermeni, 30 Bin Kürdü katlettik deyince de aşırı milliyetçiler tarafından tehdit edilmiş ve bir süre ülke dışında yaşamıştı.
Peki bu Komünistler neden Nobel ödüllü yazarımızı üniversiteye sokmamışlar, kampanya yapmışlar.
Söyledikleri şu: “Orhan Pamuk yandaş ve liberal bir isim Nazım Hikmet isimli bir kültür merkezinin açılışını yapmak ona düşmez”
Şöyle diyorlar: “Üniversiteden kovduk sıra memlekette.”
İşte böyle.
Bir de bu örgütler AKP’ye karşı Birleşik Haziran Hareketi oluşturduk, bize katılın diyorlar. Yani kusura bakmayın da daha Orhan Pamuk’a sizden farklı düşünüyor diye tahammül edemiyorsunuz bu kafayla iktidar olsanız ne yapacaksınız? AKP’den daha mı az despot olacaksınız?