Bizde nedense bazı gerçekler, defalarca tekrarlanmasına rağmen geç fark edilir. Bir musibetin bin nasihatten daha etkili olduğundan mıdır, nedir bilinmez uyarılar etkisiz kalır. Göze sokulan hakikatlerin görülebilmesi için illa ki olumsuzluğu canlı canlı yaşamak gerekir. Gerçi ‘Çalar Saat’te İsmail Küçükkaya’nın doğruları dillendirmesine dayanamayıp, yorum yapmadan kuru kuru haber okumasını isteyenler gibi kimileri de, canlı canlı yaşasalar bile cümle hataları göremezler ya… O apayrı bir aymazlık.
Biz konuyu dağıtmadan, ‘Görünen yanlışlıkları yorumlamak, doğruyu açığa çıkartmak adına gereklidir’ diyerek, son dönemde ünlü isimlerin yer aldığı dizilerin başarısızlık durumuyla özdeşleşen ‘gerçeği geç algılama’ hatasına dönelim. Neydi gerçek? Bunu göze çarpan dizilerle örnekleyelim.
Misal, ne yapsa fayda etmeyen ‘Yalan Dünya’nın düştüğü durum! Her karakterinin aynı üslupla sürekli reklamlarda boy göstermesinin, zaten konu tıkanıklığı yaşayan diziyi daha da olumsuz etkileyeceği gerçeğini kaç kez dile getirmiştik. Ama nafile… Hatadan dönülmek şöyle dursun bir de takipçilerinden, yapımı haksız yere eleştirdiğimiz mantığıyla, tepkiler almıştık.
Peki, bizim sözlerimiz yanlış algılandı da ne oldu? Nani nani nani naaa… ‘Yalan Dünya’nın durumu meydanda.
***
Aynı şekilde ‘İntikam’ dizisinde Beren Saat’in varlığını yorumlamış, tecavüz sahnesiyle ayakta kalan ‘Fatmagül’ün Suçu Ne’ dizisinin mirasından nemalanmak adına Beren Saat’in peşine takılmanın sakıncalarını yazıp çizmiştik. Filimler de dâhil olmak üzere, her rolde aynı tarz oyunculukla bir yere varılamayacağını söylediğimiz için de, Beren Saat fanları tarafından topa tutulmuştuk.
Oysa kastımız ne Saat’i kötülemek, ne de diziyi baltalamaktı. Bilakis orijinali çok başarılı olan bir dizinin körü körüne saplantılarla heba edilmemesi amacına yönelikti. Nitekim ‘Revenge’in izleyici ilgisinden bir şey kaybetmeden sezonlar boyu ayakta kalmasına karşın ‘İntikam’ hüsranları oynamakta. Keşke haksız çıksaydık.
***
Bu iki örnekten şu sonuç çıkıyor ortaya… Dizilerin ve ünlü oyuncuların yaşadıkları hayal kırıklıklarında ortak sebep, eskiden ilgiyle izlenenlerin, her daim yüzlerini göstermekten cazibelerini yitirmiş olmaları!
Çat dizide, çat filmde, çat reklamda, çat kapının arkasında… Her gün bal yiyen baldan usanırmış! Sevgi de, hayranlık da bir yere kadar değil mi ama?
İşte biz de bu gerçeği görüp, ‘Başka oyuncu mu yok da, hep aynı yüzler ekranlarda, sinemalarda? Milleti bıktırıyorsunuz’ diyerek kendimizi yırtıyor, işin cılkının çıkmasının yakın olduğunu işaret ediyorduk. Lakin kulak veren, anlayan çıkmıyordu.
En nihayetinde görülen ilgi ciddi biçimde azalınca, ünlülüğün bir noktadan sonra fayda etmediği gerçeği dank etti kafalara. Dedik ya… ‘Bir musibet bin nasihatten yeğdir’ diye!
MALUMUN KAMUFLEYLE İLANI
Magazin medyasına düşen ve abartılarla verilen haberlerden anladığımıza göre, ünlülerimiz kendilerini bir parça piyasadan çekmek gerektiğini fark etmişler.
Halit Ergenç ‘Muhteşem Yüzyıl’ın finalinden sonra iki yıl kendini nadasa bırakacakmış. Beren Saat de ‘İntikam’ın ardından bir yıl yüzünü dinlendirecekmiş. Kenan İmirzalıoğlu ise ‘Karadayı’ bitince yeni yapımlarda rol almak için ‘60 dakikalık bölüm’ şartını ileri sürmüş.
Benden herkese ‘Günaydınnn’… Sevgili ünlülerimize, ‘Geç de olsa nihayet gözler açılmaya başladı mı ne’ diye soracağım ama aslolan bu kararların hangi bilinçle alındığı.
Şimdi üç ismin beyanlarını yorumlayıp arkalarındaki gerçekçi ayrıntılara bir bakalım…
2011’den bu yana yayında olan ve uzun sürelerle ekranda kalan ‘Muhteşem Yüzyıl’, kaç sezondur Halit Ergenç için bir garantiydi. Zira daha yayına çıkmadan yaratılan tartışmalarla ilgi odağı haline getirilen ve rahmetli Meral Okay’ın ustalığı sayesinde sağlam bir çıkış yapan dizinin başarısı baştan tasdiklenmişti. Yurt dışı satış getirileri de cabası.
Peki, bu dizinin bitiminde hemen yeni bir projede yer alıp aynı garantili başarıyı yakalamak kolay bir iş mi? ‘Ahlaksız teklif’ rüzgârıyla şişirilen ve dizilerin bu denli bollaşmadığı dönemde ekrana çıkan ‘Binbir Gece’nin zaman içinde düşen performansını hatırlatırım. Yani yeni dizi demek, risk demek! Ancak çok ilgi çekici bir senaryo olacak ki kaşesi en yüksek Türk oyuncu unvanını alan Halit Ergenç de Süleyman iken gördüğü beğeniyi ve getiriyi toplayabilsin.
Ayrıca uzun zamandır Hürrem’in aşkıyla hareket eden Sultan Süleyman kimliği de Halit Ergenç’in yüzüne yapışmış durumda. İzleyicideki bu alışkanlığı kırmak lazım!
***
Beren Saat’in yüz dinlendirme kararı da, farklı gerekçelerle olsa bile, Halit Ergenç’le aynı mantıkta…
Dizisinden sinema filmine, hep aynı tip mimikleriyle ve canlandırma ifadesiyle yer alan Saat’in oyunculuk süksesi, ‘İntikam’la hayli düştü. Kıyafetleriyle istediği kadar stil olarak göze çarpsın, dizide cinselliğe dair hiçbir dürtü yakalayamayan izleyici bu denli temposuz oyunculuğa rağbet göstermedi. Yapımcılar, ‘İntikam’daki başarısızlığı elbette ki dikkate alacaklardır. Bu acı gerçeği unutturmak için de zamana ihtiyaç var haliyle. Dolayısıyla eski ilgiyi yaratabilmek için mola vermeden bir projede yer almak, Beren Saat adına hata olur.
İlaveten Kenan Doğulu ile Mayıs’ta nikâh masasına oturacağı duyurulan oyuncu, düğün sonrasında kendine biraz vakit ayırmak, çoluğa çocuğa karışmak da isteyecektir.
***
Gelelim, Kenan İmirzalıoğlu’nun süre şartına…
Onunkisi yüz eskitme kaygısının dışında, doğrudan çalışma temposunun zorluğuyla ilgili bir durum. Bana göre de mesaj verme anlamının ötesinde, mevcut şartlarda pratik değeri pek olmayan bir karar.
Nasıl ki, ‘Yerli dizi yersiz uzun’ söylemi bir ara dillerden düşmüyordu. Pek çok oyuncu da buna destek verdi. 2011 yılında RTÜK de dizi sürelerini masaya yatırdıklarını söyledi. Öte yandan dizi süreleri uzadıkça mantıksızlıkların, senaryo saçmalamalarının arttığını biz de her zaman vurguladık.
Peki, tüm bunlara karşın sonuç ne oldu? Eski tas, eski hamam. İmam bildiğini okudu.
Neticede rol alıp almamak oyuncunun kendi iradesini bağlar da, 90 dakikalık dizileri 60 dakikalık eski bölüm özetleriyle verip hem reyting hem de reklam kazanmak isteyen sektörde bu tepkisel yaklaşım ne derece geçerli olur?
Teklifleri değerlendirilen sinema çalışmalarının noktalanmasına kadar mı?
Hadi bakalım… Bana göre ‘Malumun, kamufleyle ilamı’ niteliğindeki bu kararlara kim, ne kadar uyacak? Ünlüler yeni mi akıllanıyor, yoksa kendileriyle ilgili gelişmelerde baltayı taşa vurmamak için zevahiri mi kurtarmaya çalışıyor? Hep birlikte göreceğiz. Her ne olursa olsun beyanlara, gerçeklerden fazla anlam yüklememek gerek.
Anibal GÜLEROĞLU
www.twitter.com/guleranibal